-Gazi Alemdar Müze Vapuru’na İstiklal Madalyası verilmesini yazıyoruz. Bu konuda TBMM’ye önerge veren milletvekillerinin öncelikle İçişleri Komisyon üyelerini Kdz. Ereğli’ye davet ederek, Alemdar kahramanlığını gemiyi gezdirerek anlatmalarının yararlı olacağını yazıyoruz.
-Tarihi DDY tamirhanesinin yıkılmaması gerektiğini yazıyoruz.
-Eski Devlet Hastanesi binalarını yıkan kafaları anlatırken, geride kalan sekiz yıldan bu yana tek çivi çakılmamasını yazıyoruz.
-Büyüyen Ereğli’nin üniversiteye giden en önemli faktörünün kampüs olduğu gerçeğini kaydedip yazıyoruz.
-Erdemir Bağlık lojmanlarının koruma altına alınmasını yazıyoruz.
-Ereğli’nin çevre yolunun yapılmaması nedeniyle can ve mal güvenliğinin tehlike altında olduğunu yazıyoruz.
-1992 yılına kadar havaalanına sahip iken kapatılan Kdz. Ereğli’nin yeniden havayoluna kavuşmasını yazıyoruz.
-Ereğli-Kandilli arasındaki 2010 yılında sökülen demiryolunun raylı sistem için kullanılması gerektiğini yazıyoruz.
-Kandillinin endüstriyel turizme açılmasını, lojmanlarına sahip çıkılmasını anlatırken, varagelin ve o alanın işgal altında olduğunu, çalınan motorları, kesilen direkleri soygunları yazıyoruz.
-Kentin, eski devlet hastanesinden başlayarak hükümet konağı, terminal, belediye binası, emniyet binasının yıkıldığını ve ilçeyi temsil eden bir milletvekili olmamasının hizmet akışını engellediğini yazıyoruz.
-Başta Çavuşağzı ve Kireçlık sahillerine ilgi gösterilmesini, Bartın Özel İdare’nin Güzelcehisar’ı cennete çevirdiğini fotoğrafları ile ortaya koyarken, Zonguldak’ta da bir Özel İdare olduğuna dikkat çeken taşı yazıyoruz.
-Ereğli’nin önceki yıllarda 2000’lere gelindiğinde 250 bin nüfustan söz ederken, şimdi ise köyleri dahil ederek anca 100 bin nüfusu aşabildiğini, bunun en önemli sebebinin ise konuşmamak olduğuna vurgu yaparak yazıyoruz.
-İlçede meslek odası ve sivil toplum örgütlerinin tamamen suskun kaldığını ve yönetimlerindekilerin de vizyon konusunda kısır döngüde dönmelerinin bedelini Ereğli’nin ödediğini yazıyoruz.
-Kentin onca önemli sorunu var iken, devletin ve siyasetin zirvesindekilerin gerçek gündemi konuşmak yerine sahile cami yapılması için toplandığını yazıyoruz.
-Yine aynı konuda, ilçe halkının sosyal yaşamı olan sahile cami yapılmasının yanlışlığını belirtirken, Ereğli’de yapımına başlanan Şehit ve Şehir mezarlığına mutlaka ve hemen cami yapılması gerektiğine işaret ediyoruz.
-Toplumun isteği ve yılan hikayesine dönen Ereğli-Devrek karayolunu “unutturmamak” için ısrarla yazıyoruz.
-Erdemir ve TTK başta olmak üzere bir çok sanayi kuruluşunda çalışan işçilerimizin sağlığını korumak için yanık ünitesinin kurulmasını sürekli yazıyoruz.
-Önce sağlık. Bu sağlığı korumak için de kalp rahatsızlıklarını önlemek ve acil durumlarda can kurtarmak için kardiyoloji servisinin kurulması taleplerini yazıyoruz.
-Tersaneler bölgesinin sorunlarına çözüm bulunması ve göç eden 7 bin tersane işçisinin geri dönmesini yazıyoruz.
-Şehir içi trafiğin çözümlenmesi ve alternatif yollar yapılması yönünde öneriler ortaya atarken, Ereğli-Zonguldak karayoluna alternatif Balı Mahallesi ile Karayolları arasındaki güzergahın ulaşıma açılmasını yazıyoruz.
-Kdz. Ereğli’nin Erdemir’in yapımı ile birlikte demiryolu ağına kavuşamadığını, 60 yıl önce yapılan Ereğli-Arifiye ve Ereğli-Kozlu demiryolları projelerinin raflardan indirilmesi gerektiğini yazıyoruz.
-Konut sorununun çözümü yönünde daha önce çekilişleri de yapılmasına rağmen askıya alınan TOKİ konutlarının, ilçemizde de özellikle emekliler ile dar gelirlilerin istifadesine sunulmasını yazıyoruz.
-1993’de işadamı Üzeyir Garih’e “Fahri Hemşehrilik” verdiğimiz konunun, yani Karadeniz Ekonomik İşbirliği projesinin nerede ne aşamada olduğunun araştırılmasını .yazıyoruz.
-Herkese iş, aş, ekmek için yatırımların bölgemize gelmesini yazıyoruz.
-Ereğli’nin bölünmüşlükten uzakta, aklın emrettiği büyümenin yoluna taş koyulmasının çarpıklığını yazıyoruz.
-Zonguldak’ın Merkez dahil en büyük ilçesi olan Kdz. Ereğli’ye gelen hizmetlerin engellenmesi nedeniyle, tek çıkış yolunun il olmaktan geçtiğini de yazıyoruz.
-Israrla ekonomik açıdan da yerel kültür ve sanatın desteklenmesi gerektiğini söylüyor, anlatıyor ve bu uğurda gerektiğinde taşın altına ilimizi de koyuyoruz.
Çünkü Biz Ereğliliyiz.
Biz Ereğli’de yaşıyoruz.
Ereğli’de yaşayan herkesi de “Ereğlili” olarak tanıyıp seviyoruz.
Ancak, gerçekten de yaşadığımız kente olan borcumuz ve sorumluluğumuz çerçevesinde toplumsal konuları gündeme getirirken yazmadıklarımız da var.
Örneğin:
Kimsenin kişi hak ve özgürlüklerine saldırmıyoruz.
Özel yaşama dil uzatmıyoruz.
Dedikodu türü gündemi sulandıran konuları tartışmaya açmıyoruz.
Kişi ya da kişileri yıpratmaya dönük bir yayın politikası gibi bir bataklığa girmiyoruz.
Yazdıklarımız ve yazmadıklarımızı okurların takdirine sunuyoruz.
Ve bu amaç doğrultusunda Ereğli’nin hak ve çıkarlarını savunmak, geliştirmek ve alabilmek için yüreği Ereğli sevgisi ile dolu olan herkesi tüm önyargılardan uzaklaşarak ortak akılda buluşmaya davet ediyoruz.
Ereğli bugün içinde bulunduğu “YIKIKLAR ŞEHRİ” olmaktan kurtulmak için birarada olmalıdır, başka da hiçbir seçenek yoktur.