Kdz. Ereğli’nin gelişmesi yönünde atılacak en önemli adımların başında iki unsur gelir.

Gülüç Belediyesi’nin kapatılarak mahalle olması ve Kdz. Ereğli Belediyesi’ne katılımı birinci adımdır.

İkincisi ise  Kandilli ile Gökçeler belediyelerinin “Kandilli” adıyla birleştirilmesidir.

Bu iki karar, su gibi, ekmek gibi, hava gibi önemlidir ve mutlaka gerçekleştirilmelidir.

Akıl bunu emreder de, siyaset denen kavram bu aklın önünde durduğu için Kdz. Ereğli’nin gelişmesine hep takoz olunur.

Aslında siyasetin doğru yanları da çoktur da, doğru olmayan siyasetçiler bu siyasetin dümenini hep kısır çekişmeler ve çıkmaz yollarda macera arar.

Aynen bugünkü siyasal iktidarın yasallaştırdığı 5393 Sayılı Belediyeler Kanunu’ndaki gibi.

Bu kanun belediyelerin birleşmesini belli esaslara bağlamış.

Diyor ki, birleşecek iki belediye arasındaki mesafe 5 km den fazla olamaz.

Şimdi bakalım mı Kdz. Ereğli ile Gülüç arasındaki mesafeye?

Kaç km değil, kaç metre var?

Arada bir tek Gülüç Köprüsü kadar mesafe bulunuyor.

Köprünün bir yakası Kdz. Ereğli Belediyesine ait, diğer yakası da Gülüç’e. Gülüç’ün o küçücük sınırlarından sonra ise yine Kdz. Ereğli Belediyesi’nin mücavir alanları başlıyor ki, ta diğer ilçe Alaplı’ya kadar.

Yanisi şu; bir kamu görevlisinin işaret ettiği gibi Gülüç Belediyesi Kdz. Ereğli’nin ağzındaki çürük diş gibi.

Gülüç’te durum böyle de, Kandilli ile Gökçeler arasında farklı mı?

Hayır tam aksine, Kandilli ile Gökçeler Belediye sınırları arasında milimetre mesafe uzaklığı yoktur.

Birleşiktir bu iki belediye.

Hatta; Gökçeler Belediyesi Kandilli Belediyesi’nin (O tarihte adı Armutçuk’tu) izni ve onayı ile kurulabilmiştir.

Kandilli ile Gökçeler belediyesini yan yana getirip güçlerini birleştirseniz bile güçlü ve etkin bir belde belediyesi olabilirler.

Durum bu kadar açık ve nettir.

 

Bölgemizde bu iki kararın alınmasını sağlayacak olan kimdir?

Siyaset ve siyasetçiler.

Bugün iktidarda olan siyasal parti, 13 Temmuz 2005 yılında Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve kendi yavrusu olan Belediyeler Kanununu işlettiğinde iş otomatikmen çözüme kavuşacaktır.

Ankara’da doğru işler yapan siyaset, yerelde ayardan kaçıp bambaşka bir resime dönüşmektedir.

Kdz. Ereğli’de siyasetin bu şekilde raydan çıkmasının sebebi de, bu belde belediyelerindeki bireysel çıkarlara dayalı siyasi harekettir.

Konuyu başbakana götürerek bu anlamsızlığı ortadan kaldırmaya dönük bir girişimi başlatması gerekenleri istediğimiz kadar  “hata yapıyorsunuz siyasetçiler” diye uyarsak da uyandıramıyoruz.

İnadım inat noktasını aşamadılar.

Ve dolayısıyla siyaseti bu pencereden görüyorlar.

 

Oysa; konunun bir başka boyutu var.

Doğru olan siyasi çıkışlar pirim alır ve o sessiz çoğunluğun hafızalarına yerleşir.

Küçük bir örnek vereyim:

Zonguldak’ın önceki belediye başkanı Secaattin Gonca makam aracında sahte plaka kullanıyordu ve biz bunu haber yaptık. Gonca inat etti ve bu plakayı sökmeye yanaşmadı. Vali söyledi, emniyet müdürü söyledi ama  kendisinden önce kullanılmaya başlanan 67 BB 001 plakayı kullanmayı sürdürdü.

Gonca inat etti ve biz de yazmayı sürdürdük.

İnatlaşmada, sahte plaka mağlup oldu ve nihayetinde Secaattin Gonca’da, makam aracının trafikte kayıtlı olan plakasını takmak zorunda kaldı.

Siyasi çap konusunda bu haberle kendisine atılan pası gole çeviremeyen Secaattin Gonca oldu.

Eline geçen büyük fırsatı tepki.

Şöyle ki; Gonca bu haber yayımlandığında basının önünde “bu plakanın sahte olduğunu bilmiyordum. Bende önce takılmış ve kullanılıyordu. Yayımlanan haber ile bu plakanın sahte olduğunu öğrendiğime göre, yapacağım tek iş bu plakayı kendi ellerimle söküp, aracın kendi plakasını takmaktır” deseydi kamuoyunda prim alırdı.

Secaattin Gonca böyle yapmadı ve inatla sahte plaka kullanmaya devam etti.

 

Yanlış yanlıştır.

Özellikle kamu görevlileri ve siyasetçiler örnek olmalıdırlar.

Şimdi bugünkü siyasal iktidar 5393 Sayılı Belediyeler Kanunu’nu çıkardı ise ilk uygulayıcıları bu siyasal iktidarın temsilcileri olmalıdırlar.

Bakın işte çok somut  belediyelerin birleştirilmemesi.

Beş yıldan bu yana iktidarın yerel siyasetçileri AKP’nin çıkardığı kanuna muhalefet ederek gereğini yerine getirmiyorlar.

Bunun adı nedir?

Kdz. Ereğli’ye kötülük!..

Ötesi de berisi de budur:

 

Kdz. Ereğli’de doğduğunu, doyduğunu ve mezarının bu ilçede bulunduğunu söylemek ile bu kentin geleceğini ipotek almak arasındaki çelişkiyi umarım, iktidarın yerel temsilcileri de bir gün fark ederek inat yolundan geri dönerler.

Ve aklın emrettiği bu karardan kazanan da sadece Kdz. Ereğli olur.

 

 

*5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun “Birleşme ve Katılma” maddesi şu şekilde:

 

Madde 8 - Belde, köy veya bunların bazı kısımlarının bir başka beldeye katılabilmesi için bu yerlerin meskûn sahalarının katılınacak beldenin meskûn sahasına uzaklığı 5.000 metreden fazla olamaz.

Bir belde veya köyün veya bunların bazı kısımlarının meskûn sahasının, komşu bir beldenin meskûn sahası ile birleşmesi veya bu sahalar arasındaki mesafenin 5.000 metrenin altına düşmesi ve buralarda oturan seçmenlerin yarısından bir fazlasının komşu beldeye katılmak için başvurması hâlinde, katılınacak belde sakinlerinin oylarına başvurulmaksızın, katılmak isteyen köy veya belde veya bunların kısımlarında başvuruya ilişkin oylama yapılır. Oylama sonucunun olumlu olması hâlinde başvuruya ait evrak, valilik tarafından katılınacak belediyeye gönderilir. Belediye meclisi evrakın gelişinden itibaren otuz gün içinde başvuru hakkındaki kararını verir. Belediye meclisinin uygun görmesi hâlinde katılım gerçekleşir. Büyükşehirlerde birleşme ve katılma işlemleri, katılınacak ilçe veya ilk kademe belediye meclisinin görüşü üzerine, büyükşehir belediye meclisinde karara bağlanır. Katılma sonrası oluşacak yeni sınır hakkında, 6 ncı maddeye göre işlem yapılır ve sonuç İçişleri Bakanlığına bildirilir.

Bir beldenin bazı kısımlarının komşu bir beldeye katılmasında veya yeni bir belde ya da köy kurulmasında, beldenin nüfusunun 5.000'den aşağı düşmemesi gerekir.

Büyükşehir belediyesi bulunan yerlerde ayrılma yoluyla yeni bir belde kurulması için belde nüfusunun 100.000'den aşağı düşmemesi ve yeni kurulacak beldenin nüfusunun 50.000'den az olmaması şarttır.

Bu madde uyarınca gerçekleşen katılmalarda, katılınan belde ile bazı kısımları veya tümü katılan köy veya belde arasında; taşınır ve taşınmaz mal, hak, alacak ve borçların devri ve paylaşımı, aralarında düzenlenecek protokolle belirlenir.

Birleşme ve katılma işlemlerinde bu maddede düzenlenmeyen hususlarda 4 üncü madde hükmüne göre işlem yapılır.