Hemen söyleyelim; STK’ların çoğu kağıt üstünde yada “bölgemizde bu kadar üyemiz var, belediye meclisine girelim” veya “yöresel tanıtım evlerinden yer kapalım” peşinde..

Bir avuç çevre gönüllüsü başkalarının geleceğini savunan insanlardan hesap sormak; Örneğin; Greenpeace eylemcilerini, HES’lere, Termik ve Nükleer Santrallere direnenleri  günah keçisi gibi tartaklamak, hapsetmek işin kolayına kaçmaktır.

Takdir edilmeleri gerekirken derdest edilip tekdir ve darp edilmeleri onlara arka çıkmayan toplumun ayıbıdır.

Eğer toplum olarak haksızlıklara, hatalı çevre uygulamalarına, HES’lere, NÜKLEER Kirliliğe karşı çıksak bu konuşma ve yazışmalara gerek kalmaz.

Soru 1- Halk nerede olmalı?!!

Soru 2-Ereğli halkına hizmet için gelenler, seçilenler nerede, ne yapıyorlar?

olmalı..

Çalışan STK’ları, Çevre, TEMA’yı ise ötelemekle, günah keçisi yapmakla meşguller. Halk olarak sorumluluklarımızın bilincinde miyiz, önce bu cevaplanmalı.

Biz TEMA, Çevre Derneği olarak yıllardır bu konuları takip edip okullarda, kamu kuruluşlarında, çağrıldığımız her yerde eğitim verip topluma ulaşmaya çalışıyoruz.

Baz istasyonları konusunda, Termik Santraller konusunda çalışmalara katılmayan halkın duyarlı ve sorumluluğun bilincinde olduğu söylenebilir mi?

YILLARDIR YAZIYOR VE ANLATIYORUZ; BAŞTA TEDBİR ALMAYIP ZARARI ORTAYA ÇIKTIĞINDA VE BUNU BİREY OLARAK YAŞADIĞINDA AĞLAMANIN, AH VAH ETMENİN BİR ANLAMI YOKTUR!..

Kaldı ki dünya çapındaki büyük şirketler işe başlamadan önce çevre ile ilgili tedbirleri o yörede yaşayanların önerileri ve katkılarıyla alıp çalışmalarına devam etmektedirler.

Çevreye duyarsızlığa bir neden de toplumun gittikçe bilimden, bilgiden uzaklaşması, hurafelerle, duyduklarıyla idare etmeye çalışmasından kaynaklanmaktadır.

Sadece bizde değil, dünya genelinde insanlar böyle bir eğilime girmiştir. Bu tür eğilimlerin toplumlarda ümitsizlik, kriz, kaos dönemlerinde arttığı ve de görüldüğü bilinmektedir.

Hep anlatıyoruz; termik ve nükleer santraller, ÖLÜM KUSMAKTADIR.

Bölgemizdeki kömür, termik santrallere uygun değildir. Termik santraller, uygun ve yeterli değildir. Termik santraller, düşük kalorili kömürleri değerlendirmek üzerine planlanmışlardır. Bu da ithal kömüre dayalı termik santral kurulacağını göstermektedir ki termik santral yapılacak yerlere ithal kömür için bir de liman inşa edilmektedir.

Tehlike kömürdedir. Uranyum her kömürde vardır ve termik santral bacalarından çıkmaktadır. Henüz uranyumu filtre edecek sistem yoktur. Başta akciğer kanseri olmak üzere birçok kanser türüne neden olmaktadır.

Yanan ve depolanan küllerden de kanserojen radon gazı çıkmaktadır. Ayrıca ağır metaller, uranyum izotopları yer altı sularına karışmakta, bu tehlikeli maddeleri içinde bulunduran küller rüzgarla uzak yörelere dağılmaktadır.  

Çatalağzı eski termik santralinin küllerinin Sakarya’ya kadar dağıldığı 1960’lı yıllarda tespit edilmiştir.

Termik ve Nükleer santraller çevresi kanser bölgesidir!..

Ve kanser % 20-30 oranında artış göstermektedir.

Kanser sadece Çevreci STK’ları mı etkilemektedir?!..

O zaman, Ereğli Halkı, Yöneticileri; biz çevreci STK’lar size Bartın, Sinop, Amasra, Hopa, Muş Varto köylülerini örnek göstererek soruyoruz;

NEREDESİNİZ?..