Bu soruya birden fazla cevap verilebilir.. Bir tanesini ele almaya çalışacağız.

Sonuçta bunun tarihteki geçmişi de bize böyle olduğunu gösterecektir.

Tarih boyunca birçok Türk Devleti kurulmuş ve yıkılmıştır. Saymakla bitiremeyiz. Yıkım nedeni hep aynı bir noktaya gelip kalır.

Devlet kurma nedeni altında M.K.ATATÜRK’ün dediği gibi; Türk Halkı “Devletçidir” ki her türlü ihtiyacını devletten talep etmeyi kendinde bir “HAK” olarak görür.

Bu hak görmede doğruluk payı mevcuttur. Kanıyla canıyla kuruluşuna destek verdiği devletin de onu desteklemesini bekler. Ne yazık ki yüzyıllar içerisinde insan egosu, çıkarlar, bilinçsizlik ön plana çıktığı ve menfaatlerin de çatışmasından dolayı gerekli atılımlar yapılamamıştır.

Yakın tarihimizde de OSMANLI Devleti kendini ayakta tutabilecek işleri; Sanayi, teknolojiyi geliştirmek, bu alana yatırım yapmak gerektiğini anlayamamıştır.

Ordu için yapılan yatırımlar cılız ve çok zayıftır.

Günümüzde olduğu gibi de tedarik zinciri kurulamadığı, ulaşımın gözönüne alınamamasından, halk SARAY için çiftçi ve savaş zamanı ASKER deposu olarak görülmüştür.

Anadolu’da buğday çürürken İstanbul’da yabancı ülkelerden ithal edilmiştir. TV’lerde de devletin satın aldığı buğdayın toprağa gömülmesi acıklıdır.

Bunun en büyük nedeni dünyaya, gelişmeye entegre olmayan Saray kadrosu çıkar, cehalet, aç gözlülük ve KAPİTÜLASYONLAR olmuştur.

Günümüzde de farklı değildir. Cumhuriyetin 15 senede kurduğu sistem MİRASYEDİ gibi harcanmıştır. Kimse ses çıkarmamaktadır.

Sağlık konusunda benzer haldedir. Anadolu sıtma, verem , Trahom, frengiden kırılmaktadır. Doktor, Eczacı, Sağlık personeli ve bu alana yatırım yoktur.

Günümüzdeki gibi Hacı, Hoca, Şeyhlerle durum idare edilmektedir, halk ise ses çıkarmamaktadır.

Bugün ise herşey ortada iken cılız sesler çıkmakta, Ereğli’de kanser vakalarının 3, 5 kat artmış olması, kirli hava gibi bunu ifade karşı çıkan sınırlı küçük bir çevre olmaktadır.

Ekonomide de durum böyledir. Şu an yarı sömürge OSMANLI Devletinin benzeri durumdadır.

Osmanlının yıkılış nedeni aşırı borçlanma, Saray yapmaya girişmesidir. Günümüzde bu betona yatırım aynı şekilde sürmekte olup yabancılara tanınan ayrıcalıklarla da benzeşmektedir.

Cumhuriyetin kurucuları bunu anlamışlar ama zamanımızda bunu halk anlamamış gibidir.

Ekonomi halk için kar, faiz, hisse senedinden kar etme amacından başka bir şey olarak görülmemektedir.

Eksik olan; Halkımız bilgiden düşünmekten kaçınmakta veya uzaklaştırılmakta bu da BİLİNÇ oluşmasını engellemektedir.

Daha önceki yazılarımda da bu konuya farklı şekillerde değinmiştim ama gelinen ve tıkanan nokta burasıdır. Hatta bazı kişilerin cahilleri sevmesi böyle kalmalarını istemelerini anlamak mümkün değildir.

Bunun altında ne yatmaktadır?!..

Turgut SIDAL