Bizim Mustafa Kemal’in oğlu Berkan Belediyespor da top oynuyor.

Birkaç maçını izlediğimde çok beğendim ve “vay!” dedim.

Daha çok çalışırsa olur/olacak!

Yok ki başka seçeneği.

Bu devirde ya topçu, ya popçu olacaksın ki iş yapasın.

Neyse…

Berkan’a yıllar önce benim üzerimden hat aldım ve cep telefonu hediye ettim.

Üzerinden 4 yıla yakın zaman geçti.

Eee bizimki de kocaman aday oldu.

18 yaşı geride kalınca “gel bakalım, artık sen de bir yetişkinsin ve kendi ayakların üzerinde durmayı becermelisin. Önce telefonu senin üzerine geçirerek işe başlayalım” dedim.

Ne diyecek çocuk?

Tamam dede!

Torunum Berkan ile telefon bayisine gittik ve isim değişikliği yapacağımızı söyledik.

İlk cevap; 250 lira.

Ne 250 lirası?

Devir parası!

Araba ev alıp satmıyorum ki. Zaten ortada satış da yok. Ya alt tarafı ön isim değişecek? Soy isim de aynı. Dört harf gidecek altı harf yazılacak.

Kural böyle.

Hay böyle kuralın!

Bayideki kız bozulduğumuzu anladı tabi ki. Kim anlamaz? Benim yüzüm beş karış oldu. Enflasyon almış başını gidiyor, torunumuza kullandığı telefonun kendi adına olması için isim değişikliği istiyoruz, 250 lira.

Soygun var!

Nerede devlet, nerede hükümet?

“Abi o hattı iptal edin, yenisini alın daha kolay” dedi bayideki kız. Bu durumda 250 lira ve her ay 10 lira vergi ödemeyecek mişiz!

Açıklamasını yaptı ve hemen aklıma yattı.

Berkan “Ama dede benim numaramın değişmesi olmaz ki” diye itiraz edince, “Oğlum toplu mesaj gönder herkese bu benim yeni numaram dersin” yanıtını yapıştırdım.

Ne desin Berkan?

Diyemedi zaten ya!

Tık tık yeni işlem yaptık ve yeni abone olmanın avantajlarıyla paket de seçtik.

İşlem tamam!

Gözün aydın Berkan Bektaş.

Hayırlı olsun!

*

Şunu söylemek istiyorum. Böyle bir ticaret kanunu olur mu arkadaş? Bu nasıl iş? Dede torununu telefonunun ismini devir ederken 250 lira istenir mi?

Bu kadar ucuz mu?

Vergilerden bunaldık gerçekten de!

Yakında… Ne vergisi çıkar dersiniz?

Tahmininiz var mı?

Benim var da söyleyemiyorum.