Seçim var seçim!

7 Haziran’da atamalı demokrasinin milletvekili seçimi var.

Milletin vekil belirleyeceği seçimin adaylarını genel merkezler tespit edecek  ve halkın önüne listeleri sunup her dönemde yaşandığı gibi  “kırk katır mı kırk satır mı?” denilecek yine.

Devir bu devir.

Halkın özgür iradesine güvenmeyen genel merkezler, halka hizmeti değil de kendilerinin emirlerine tabi olduklarını (mürit) çeşitli yöntemlerle kanıtlayacakları listelere yerleştirmeye devam ediyorlar.

Aday adayları da bu arada  “adamını bulup” öncelikle “ben adayım” köprüsünde tur atıyorlar şu anda.

Arayan bulur.

Derken, aday adaylarına bir bakıyorsunuz renk renk!

Hem de çok çeşit…

Renklisi renksizi, eskisi yenisi, şusu busu…

Var oğlu var…

 

Seçim öncesindeki bu süreçte solcuyu solda aramayın, sağcıyı da sağda.

Herkes heryerde.

Ortaya karışık.

Sulusu da var kurusu da!

Şaşırmamak mümkün değil ki, dün öyle bugün böyle diyebilecek kadar ilkelerini satanların listelerini gördükçe midesi bulananlardan mısınız siz de?

Öyle!

 

Sözü ihtiyar takımına getireceğim.

Çünkü; sürekli gençliğin ve kadınların önünün açılmasını savunan  bu seçimde de makus  kaderin değişip değişmeyeceği noktasında takılı kalıyorlar.

Türkiye’de resmi emeklilik yaşı 65 ama siyasette sınır tanınmıyor.

Akıl sağlığını ciddi alan yok çünkü.

Devlette genel ve yerel yöneticilere 65 ‘de ‘git’ diyen sistemde, siyaset  sınır tanımadan koşuyor.

Her taraf yaşlı dolu.

İşte son örnek; 77 yaşındaki Deniz Baykal “siyasete devam” dedi.

Tövbe estağfurullah!

Hiç aklınız ve mantığınız alıyor mu?

CHP’nin siyasi tarihinde bir kez barajın altında kalarak TBMM’ye bir tek milletvekili gönderememeyi gerçekleştiren ve genel başkanlıktan olaylı kaset tezgahıyla gönderilen 77 yaşındaki eskilerin eskisi bir siyasetçi aday ha!

Nasıl bir ruh dünyası?

Nasıl bir kişilik?

Nasıl bir vizyon?

77 yaşındaki bir kişi halen daha milletvekili olmanın peşinde koşuyor ise CHP’nin  neden iktidarın kulpundan yakalayamadığı ortaya çıkmıyor mu?

Bunun adı ayıptır.

Bunun adı saygısızlıktır.

Bunun adı dayatmadır.

Bunun adı sol’un önünü tıkamaktır.

Affedersiniz ama bunun adı iktidara destek olmaktır.

Deniz Baykal gibi tüm ihtiyar takımı çıksa da, “Ülke elden gidiyor bunun için birlik olmalı. Bu tehlikeye karşı gençlerin ve kadınların öne çıkması gerekir. Biz bu yolu açmak için aday olmuyoruz. Bize fahri olarak bir görev düştüğünde de bayrağı devir alanlara her zaman abilik ablalık yapmaya hazırız” deseler kim kazanır?

Elbette ki CHP kazanır

Ama, amaç CHP’yi iktidara taşımak ile ilgili bir sorumluluk duymayanlar, işte bu solu şeridi işgale devam ediyorlar.

Cumhuriyet tehlikede iken bile “ben” diyenlerin akıl sağlığı yoktur.

Hastadırlar.

Ve derhal tedavi altına alınmalıdırlar…