Hem ne besleme.
Silah verdiniz.
Para verdiniz.
Alan verdiniz.
“Demokrasi” adı altında örgütlediniz.
Gezdirip dolaştırdınız.
Hatta paralı lejyonerler bile yolladınız.
Yani, beraber yürüdünüz.
Bu yürüyüşün adına da, “özgürlük” yalanını verdiniz.
Çünkü amacınız belliydi.
Amaç böl parçala ve yut.
Ne kadar aykırı örgüt var ise kurduran siz.
Kurdurup yöneten siz.
Yönetip katliam emirlerini veren siz.
Kardeşi kardeşe kırdırıp ocaklar söndüren siz.
Bu yalan dünyaya bol bol işbirlikçi sağlayan da siz.
Hem siz!
Her yerde siz.
Sağmış, solmuş, dinciymiş falan filan hepsi hikaye.
Bu rüzgara kapılacak enayi de nasıl olsa çok.
Ver gazı gitsin.
Salıver sonra.
Bak ki dünya yangın yeri.
Ham!
Doymuyorsunuz.
Doymuyorsunuz ki.
Ama… ama… ama…
Sap da dönüyor kimi zaman işte.
Döndüğünde, kontrolü elden kaçırdıklarınız hedefe sizi koyuyor.
Koyduğunda da, katliamlar size sıçrıyor.
Şimdi nasıl?
O katlettirdiğiniz insanların kanı nasıl da üzerinize sıçradı.
Adrese teslim.
Merkeze…
Her kim ki, benim yanım/yandaşım diyerek teröre destek veriyor ise bumeranga çarpıyor.
Bugün yaşanan bu.
Terör besleme adreslerine kafa tutuyor.
Katlediyor.
O katliam da, korumasız ve canı sadece Allah’a emanet halklara oluyor.
Çoluk çocuk, kadın erkek, oralı buralı.
Ölen halk.
Öldürenler de onlar.
Onlar!..