Serdar Yazmış “12 Nisan 2007 ciğerimize kalbimize kör ateşin düştüğü canımızdan. Can gittiği gündü unutmadık unutmayacağız senin o saçlarının savurduğun o karizmatik yürüyüşün kibar dilin senin her şeyini özledik be amcam sen gittin yarım kaldık sanki bir tek biz özlemedik Kdz Ereğli özledi kulaklarımıza pas indi seni seviyorum amcam seni saygıyla rahmetle şu oranla anıyoruz Allah sana rahmet etsin seni çok seviyoruz mekanın cennet olsun” diye.
Amcası Alaattin’e yazmış Serdar bu mektubu.
Ya yıllara bakar mısın?
Rüzgar!
Ne çabuk geçti onca yıl.
Kemer (Kırmacı) istikameti üzerinde rastlaşırdık sık sık.
Alaaattin ile bu yolculuklardaki sohbetlerimiz ile “Telaşe yok” sözünün tarihe kalmasını istedim de, yazdıklarımı verdim. O da, türkü formatında olmayan yazdıklarımı kendi deyimi ile “ameliyat” ederek özünü bozmadan bestelemişti.
Hay Alaattin hay!
Kanser belası seni de aramızdan alıp götürüvermişti ansızın.
Unutur muyum gözlerindeki sanat aşkını.
Bir Alaattin Gelen daha yok işte.
Var mı yöresel sözleri türkü tadında bizlere sunan bir başkası?
Yani arayıp araştırıp bulup da gün ışığına çıkaran?
O farklıydı.
Toprağı Anadolu olanın sevdasını Alaattin’de görüp yaşardık biz, hepimiz.
Işıklar içinde uyu sevgili dostum.
Sadece ailenin değil, seni sevenlerin yüreğinde sımsıcaksın.
Yaşıyorsun yani.
**
Ağzının pergeli olmayanlar bir de zenginlik şımarıklığına tutulunca, ayar dediğin kavram hak getire.
Gelmez!
Ne diyor bilmem neyin ağası?
“Kadınlar malım.”
Bu sözün içeriğine girersek, biliyorum ki hepimizin de ayarı kaçar.
Fren tutmaz!
Yani, aynı hafifliğin girdabına gireriz.
Oysa sözü edilen bir kadın.
Anne, bacı, teyze, hala, eş, çocuk.
Böylesine kutsallığı olan kadına “malım” diyen birine siz ne dersiniz bilemem.
Cemal Süreyya’nın
“bir kadını ortadan ikiye böl…
yarısı annedir,
yarısı çocuk,
yarısı sevgili
yarısı aşk...
duyanlar bunu bilmez,
görenler anlamaz bunu!
yarısı rivayettir,
yarısı gece.”
Nazım Hikmet’in de
“Kimi der ki kadın
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın
Yeşil bir harman yerinde
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir,
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran.
Kimi der ki çocuk doğuran.
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
O benim kollarım, bacaklarım, başımdır.
Yavrum, annem, karım, kızkardeşim,
Hayat arkadaşımdır.”
Sözleriyle yorumlamış kadını.
Terbiyesizin biri ise “Kadınlar malım” diyor.
Tövbe estağfurullah.
Evet ortada bir mallık var.
Ama o mal kadınlar değil.
Olamaz da!