Erdemir’in 50. Kuruluş yıldönümünde kadrolularına lokum dağıtırken taşeron olarak çalışan işçilerini dışlamasıyla ilgili gönderilen bir mektubu yayımladım 27 mayıs Çarşamba günü.

O sabah harekete geçilmiş ve Erdemir’in yan kuruluşu OYPA’da çalışan taşeron işçilerin tümüne de birer kutu lokum dağıtımı gerçekleştirilmiş.

Ne güzel.

Keşke böyle bir durum yaratılmamış olsaydı da o mektup gelmemiş olsaydı.

Ama oldu.

Sonuçta Erdemir yöneticileri bir eksikliği o mektup sayesinde fark ederek ortadan kaldırmış oldular.

Duyarlılıklarına teşekkür.

Umarım taşeron işçilerinin moralini yükseltecek yeni adımlar atarak ekonomik ve sosyal destekleriyle kadrolu-kadrosuz arasındaki ayrımcılığa son verirler.

Hiçbir şey zor değildir.

Hele ki konu Erdemir ise.

Bir kez daha taşeron emekçileri adına teşekkür ederim Erdemir’i yönetenlere.

 

CHP’NİN MİTİNGİ

Nereden saysanız 40 yılın üzerinde bir siyasal gözlemim var. Her yurttaş gibi ben de siyasi hareketlerin içinde bulundum ve siyasi mücadele verdim.

CHP ile başlayan ve 12 Eylül sonrası ise HP, SHP ve DSP olarak devam eden siyasi ve meslek yaşamımda bir çok miting izledim veya içinde yer aldım.

Özellikle siyasete nokta koyduğum 1987 yılından sonra sadece gazetecilik yaptığı son dönemde Kdz. Ereğli’de ilk kez 30 mayıs günü Erdemir ofis binası yanındaki alanda düzenlenen CHP mitingindeki açıkçası şaşırttı.

CHP’liler şimdi tutup da “neden şaşırıyorsun” diyebilirler.

Ben de diyebilirim ki, “siz şaşırmadınız mı?” diye.

Neyse…

CHP Ereğli mitingi partinin önseçimler veya eğilim yoklamaları ile aday belirlemesi ile başlayan silkinişin son fotoğrafıdır.

Örgüt, “senin görüşün nedir?” diye sorulunca kimliğini buluyor.

Moral sağlıyor.

Yeniden meydanlara çıkma heyecanıyla ilkeleri ve ideolojine olan inancıyla partisine daha çok sahip çıkıyor,

Ereğli mitinginden dışa vurulan enerjiyi ben böyle okudum.

 

Ha bu ne demektir?

İşte bu soruya yanıt vermek zor.

Şu açık ki, CHP 7 Haziran’da sandıktan yine iki milletvekilliği kazanarak çıkar ise ortada bir başarısızlık vardır.

Ama, bu milletvekili sayısını üçe çıkarırsa –ki öyle bir hava koklanıyor- CHP Emeğin Başkenti’nde Bülent Ecevit’in bıraktığı mirasa sahip çıkmayı başarmış demektir.

Hele ki bu seçim sisteminde, herşey olabilir.

 

Son tahminim de sevgili Avukat Ahmet Köse ile iki yüzlük iddiasına girdiğim gibi; CHP 2, MHP 1, AKP 1’dir.

Ortada ise bir milletvekilliği vardır.

O 1 milletvekilliği CHP’ye mi gider, yoksa AKP’ye mi buna seçmen karar verecek.

Beni bu tahmini yapmaya iten asıl sebep; Kdz. Ereğli’de belediyeyi sendika ile birlikte AKP’ye kazandıran ve nüfus cüzdanında Kdz. Ereğli yazdığı için AKP’de çizik yiyen Prof. Dr. Ercan Candan’ın dışlanmasıdır.

Yoksa; Saray’a giden, 1, Özcan Ulupınar, 2 Ercan Candan, 2.Hamdi Uçar’lı liste onaylanarak gelmiş olsa idi, CHP’nin özellikle Ereğli’de bu rüzgarı yakalaması çok zordu.

Pazar gününe bir hafta kaldı.

Bakalım son haftada sürpriz bir şeyler olacak mı?