“Uyu yavrum ninni” görevi ve misyonunu yüklenmiş olan televizyon kanalları reyting canavarının açtığı yolda zirvede tutunabilmek için akla mantığa uymayan rakamlarla program transferleri yapıyorlar.
Kamuoyuna yansıyan rakamlara baktığımızda, 10 milyon liraların konuşulduğunu okuduğumda kan tepeme sıçrıyor.
Milyon liralar sınır tanımıyor.
O kanal şöyle, bu kanal böyle “halkı uyutma” konusunda ne kadar abuk subuk program var ise onları gidip buluyor ve yayımlıyor.
Böylelikle de, “biri bizi o biçim” gözetliyor.
Kontrol altındayız.
Yiyip içelim ve dizilerin yarışma programların hayal dünyasında gerçeklerden uzakta yaşayalım.
Oh !
Ne güzel hayat.
Uyu Türkiye’m uyu.
Uyutuldukça uyu!...
Değirmenin suyunun nereden geldiğini hiç sormuyoruz artık.
Boşver.
Minareyi çalan da soyan da kılıfını çoktan bulmuş.
Kılıf deyince iş başka yerlere gidiyor.
Şeyimize de kılıf geçirecekler anlaşılan.
Eyvah!
Ya sonra?
Evet ya sonra?
Aklıma bir şeyler geliyor ama…
Umarım korktuğum/korktuğumuz başımıza gelmez.
Bu kılıf içi b…a soracak.
Bakalım sonuçta ne çıkacak ki?
a-civciv,
b-papağan,
c-sincap,
d-tilki,
e-timsah !
Hadi bakalım gel de şimdi Temel’in papağanın yumurta işini anlatma:
Temel Fransada gezerken, herkes toplanmış bir dükkânın başına bir papağanı dinliyor. Temel hemen sormuş "Bu nedir burada ne oluyor ?" Demişler ki "Bu papağan özeldir, insanların karakterini biliyor, geleceğini okuyor".
Temel tam papağanın yanına gidecek, papağan bunu görmüş ve "Salak" demiş. Temel sağına soluna bakmış, tekrar papağana dönmüş, papağan tekrar Temel e "Salak" demiş.
Temel "ulan bildi helal olsun" demiş ve papağanın sahibine gidip onu saatin almak istemiş. Tabi adam satmak istememiş ama ısrarlar sonucu 3 adet yumurtası olduğunu ve onları verebileceğini söylemiş. Temel hemen parasını ödemiş ve düşmüş yollara. Karadeniz Ereğli’sine gelmiş ve herkese anlatmaya başlamış; yakında zengin olma hayalleriyle herkese papağanın her şeyi bildiğini anlatmış. Tüm ahali merakla beklemiş ve zaman gelmiş. Birinci yumurta çatlamış, bir bakmışlar içinden bir güvercin, bir zaman sonra ikinci yumurta, bundan da bir serçe. Üçüncü yumurtadan da bir kırlangıç çıkmış. Tabi bizim Temel o hışımla hemen Fransa’nın yolunu tutmuş. Papağan bunu görünce "SALAK" diye bağırmış. Temel hemen yanına gitmiş ve papağana demiş ki;
“Benim salak olduğumu sadece sen biliyorsun ama senin orospi olduğunu bütün cümle alem biliyor"
Şimdi durduk yerde papağandan niye söz ettim ki ben?
Hele ki şu “salaklık” işi nedir?
Birde halkı uyutma konusunda sınır tanımayan kanalların programları yanyana geldiğinde ortaya ne çıkıyor?
Ve biz?
Neyiz bu durumda?
a-çok bilmiş
b-saf
c-efendi
d-uyuşukluğu programlanmış
e-uyanmaya çırpınan
Hangisi?
Aslında tek gerçek var.
O da uyu yavrum ninni.
Dizilerle mizilerle uyu.
Şarkılarla markılarla uyu.
Uyu da nasıl uyursan uyu.
Kıçındaki donunu da çalsalar ve bir de kılıf ile durumu dizayn etseler de uyu.
Sahi bu kılıf işinin altından ne çıkacak?
Merak mı ediyorum?
Hayır!
Merak işi iyi değil.
Hayra da hiç alamet değil…