Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir derler.
Diyenler boşa dememiştir bu sözü.
İçi doludur.
Gerçektir!
Bugün günlerden Çarşamba.
Yarın da Perşembe mi?
Öyle ise, çarşambadan söyleyeyim ki, değil ülkemizde dünyada gazetecilik son nefeslerini veriyor.
Çünkü dijital devrim, gazeteciliği bitkisel hayata soktu.
Solunum makinesinde can çekişen gazeteciliğin yerini sosyal medya hızla aldı/alıyor!
Sosyal medyada da var isen, gazeteciliği bir süre daha ite-kaka sürdürürsün.
O kadar!
Sonrası kepenkler kapanacak.
Önce yazılı basın bitti.
Sonra; sanal dünyadaki gücün yerini sosyal medya öyle bir aldı ki, gazeteler bile sosyal medyaya teslim oldu da, yaşadıkları gerçekleri açıklamaya utanıyorlar.
Koca koca liderler bile kamuoyuna verecekleri mesajları sosyal medya aracılığı ile demiyor mu?
Yayın organları da bu medyadan açıklamaları alıp haberleştirmiyor mu?
Sonuç budur!
Yarın/yarınlarda gazeteciliğin sadece tekelleşerek ağır aksak ve de sürünerek yürüyeceğini işte bu nedenle Çarşambadan söylüyorum.
**
Ülkemize gelince durum çok ama çok vahim.
Dijital devrimin dışında bir devrim daha geldi ki, bu devrim yok etme devrimi.
Devrimin adı tasarruf genelgesi.
Hükümetin tasarruf genelgesi ile yatırımlar durduruldu.
Yatırım olmayınca, resmi ilan yayımlama hakkı bulunan gazete ve internet siteleri nereden sağlayacak geliri?
Belediyelere gün doğru. “Abone” taleplerini tasarruf genelgesi ile savuştururken, satışları dibin dibi yapmış yayın organları nereden gelir elde edebilir?
Reklam!
Bulurlar ise yayımlarlar!
Yani Allah Rahmet eylesin basın dünyasına.
Toplu mezarda gömülecekler birer birer.
Kurumlar ile birlikte gazetecilerin de yeri var toplu mezarlarda.
Mezar taşlarına da “gazetecilik sevdasıyla öldü” diye yazdırırlar artık.
Belki “Amln” diyen/diyenler olur!
Perşembe çok uzakta değil!
Hatta çok ama çok yakın!