“Konuşabilme kültürü” bir kentin atardamarıdır.

Olaylar, gelişmeler, sorun ve çözümler ile işbirliğinin yolları bu kültürde buluşarak tartışarak bulunur.

Bu kültürde kavga yoktur.

Kavga yoktur ama bol bol tartışma vardır.

Tartışmanın konusu ve boyutları ile tartışanlar; toplumsal birlikteliğin zenginliğinde buluşurken temeldeki işbirliği saygısı öne çıkarılır.

Çünkü orada ‘biz’ coşkusunun mutluluğu herkese yeter.

Eğer ki, o damar çalışmıyor/çalıştırılamıyor  ise vah ki ne vah!

Yazık o kente ve yaşayanlarına…

 

Kdz. Ereğli;  bu damarını uzun yıllardır çalıştıramamanın çaresizliğinde kıvranıyor.

Konuşma yerine kavga denen illetin esiri olmuş ve seviye ile saygıyı katletmiş olanların yarattığı kirlenme Ereğli’ye boğdu çünkü.

‘Kavga etmeyi’ beceri sananların, elbette konuşma kültürüne sahip olmaları beklenemez ki.

Bağıra çağıra, ona buna çamur ata ata, baskılarıyla tehdit ede ede bugüne gelindiğinde, ‘dünden ders alma’ denen bir gerçeği de umursayanın olmaması ne kötü.

Beterin beteridir elbette bunun adı,

 

Genel kanıya göre; Ereğli tarihinin en büyük şansını, hükümet, milletvekili, belediye ile yakaladı.

Yakalamasına yakaladı ama yine kavga  çıktı meydane.

Of!

Bu nasıl hastalık?

‘Asgari müşterek’ denen bir kavramda neden buluşulmaz ki.

En son örnek belediye binanın kiraya verilememesi.

Bazı meclis üyeleri hayır dedi bu kiralanma olayına.

Aferin.

Bina orada boş duruyor ve ayda gelecek üç-beş kuruş (mecazi) kiraya ise meclis üyeleri tekme vuruyor.

Peki bu kira geliri kime hizmet edecek?

Belediyenin cebindeki para ilçe halkına hizmet edeceğine göre, belediyenin boş bulunan binasını boş tutmaya devam ettirmek kime hizmettir?

Tek yanıt; kıskançlığa.

Yazık…

 

**

 

Ereğli’de belediye suskun, sivil toplum örgütleri suskun,  aklı başındakiler suskun.

Neden?

Kim kimden korkuyor?

Veya; hepsinin bir elinde tarak, diğerinde ayna var da umursamıyorlar mı Ereğli’yi?

Siyaset desen milletvekilliğine kilitlenmiş çoktan.  İhtiyarları ve dinazorları meclise gönderme veya var olanların ayağından çekme kıskacında debelenirken geleceğe dönük bir düşünce veya proje konuşan mı var?

Ha hakkını yemeyelim ki, Ereğli’de hep ilklere imza atmış bir İrfan Erdem var. Ereğli’de turizmin sektöründe atılım yapması için düzenlediği toplantı ile ilgilenin kim oldu? Hangi kurum, kıskançlık kriz bataklığına saplanmadan bu düşünceye destek verdi?

Koskocaman bir sıfır!

Ereğli’nin tarihine sahip çıkmakla övünen sivil toplum kuruluşları bile Uzun Mehmet’in efsane olduğu yalanını pompalayanlara karşı gıkını çıkarmıyor ise bu bozuk ortam nasıl değişecek veya değiştirilecek.

Ortada kimse yok.

Konuşan yok.

Konuşmaya kalksan bin tane kavgacı ve çanakçı hazır bekliyor.

Tetikçiler ayrı bir hikaye.

 

Ama şu var.

Polemik konusunda reytingde sınır yok.

O ne demiş, bu ne yapmış, öteki kiminle kimi ne etmiş !

Malzeme çok.

Meraklısı da!..

 

Başka Ereğli yok.

Başka Ereğli olmadığına göre; herkes taşıdığı sıfata ve göreve göre Ereğli’ye olan borcunu ödemeli.

Lütfen; konuşalım.

Konuşma ile kavgayı birbirine karıştıranlara itibar etmeden, Ereğli’nin bugününü konuşalım. Bugünü konuşamadan yarına ne bırakabiliriz ki?

Tarihsel zenginliği ile dünyanın kültür merkezlerinden biri olabilme şansı olan Kdz. Ereğli’ye haksızlık yapanlar arasında yer almayalım.

Ereğli’nin adı olsun artık.

Türküsüyle, oyunlarıyla, sosyal yaşamıyla, kültürüyle, ekonomisiyle Ereğli’nin adı olsun.