Elbette birileri için “komik” ve “saçma” bir başlıktır benim attığım.

“Daha ötesi” diyenler bile olabilir.

Mümkündür de!

Ama…

Sormak, soruşturmak, araştırarak bir hedefe ulaşmaya çalışmaya kalktığımızda, “Ereğli’de 10 Erdemir var daha” başlığını “az” bulanlar bile olabilir.

Olamaz mı?

Peki !

Olur diyenlere de olmaz diyenlere de bir çağrım var.

Düşünelim ve “olabilirliği” üzerinde bir heyecan yaratalım mı?

 

Tarih bir kentin geleceğidir.

Misyonudur.

Ve de  günümüzdeki yönetenlerin de vizyonudur.

Dünyamızdaki  ülkeler ve şehirleri tarihini öne çıkarıp en önemli tanıtımları böyle gerçekleştirerek marka kent olmak için kafa yorup projeler geliştirirken Kdz. Ereğli ne yapıyor?

Geçmiş kaybolan yıllardan söz etmiyorum.

Onlar geçti.

Geçmiş zaman oldu.

Ya bugün?

 

Bu şehrin özellikle inanç turizmi açısından cazibe merkezi olabileceğine dönük çok görüş ve düşünce öne çıkarıldı.

Peki anlayan oldu mu?

Üzerinde çalışıp da katkı veren çıktı mı?

Daha ötesi bu kentin sanat ve sanatçılarına el uzatıp da “derdiniz ne?” diye soran bulundu mu?

Cebinden kira, elektrik ve su parası ödeyerek sanat  yapmaya çalışanları dinleme nezaketinin bile gösterilmediği bu kentte tabi ki, yıkımı yapılan eski belediye binasının altındaki Roma döneminden kalma hamamın bu ilçeye kazandırılması kimsenin dikkatini çekmez.

Derler ya “çap” meselesi diye.

 

Israrla ve altını çizerek belirtmek istiyorum ki; kamuoyu tarafından çok iyi bilinen ve yıkım sonrasında da  bir kez daha ortaya çıkarılan bu hamam Ereğli’nin önünü açacak en önemli  fırsattır.

O binanın altında başka ne vardır?

Dünyadaki üniversiteler, müzeler ve kaynaklar tarandığında belki de orada çok farklı bir tarih  yattığı da biliniyordur.

Ama; okumazsan, sormazsan, araştırmazsan, bilenleri göreve davet ederek profesyonel hizmet almazsan bi-le-mez-sin!

Bilmek için önce gayret gerek.

Heyecan gerek.

Kariyer gerek.

Bunlar yok ise Ereğli’nin kaybolan yıllarına “Bilerek yok edilen tarihleri” de eklemeli.

Ki; bugün yaşananlar aynen böyledir.

 

Eski Belediye binasının yerine üç kuruş gelir elde etmek için Anıtlar Yüksek Kurulu’nu bağlayarak inşaatı devam ettirmeye çalışmak doğru değildir.

Yanlıştır!

Bu kente atılmış çok önemli bir kazıktır!

Ya o yıkımın altında 10 tane Erdemir değerinde bir tarih yatıyorsa?

 

Sözü uzatmadan tek soru soracağım:

Yöneticilik günü kurtarmak mıdır, yoksa bir kentin geleceğini aydınlatacak önemli kararlara imza atmak mıdır?