Kdz. Ereğli’nin özellikle ekonomik açıdan hızla güç kaybettiğini görmemek mümkün değil.

Önce bazı otomobil firmaları gitti.

Ardından bankalar.

Sonra bazı ufak tefek marka mağazalar.

Derken…

Her yer kiralık işyeri tabelası ile dolup taştı.

Nerede öyle bol sıfırlı dükkanlar şimdi?

Yeğenim bir işyeri açabilmek için İstanbul yol ayrımında kiralık büro bulamamıştı bir zamanlar da, ta Kışla’da arka sokaklarda zor bela bir büro kiralayabilmişti.

Şimdi o bulunmaz denilen mevkilerde sektör bile değiştir.

İşyeri çokta kiracı yok!

Maşallah (!) geriye gidiş hızla devam ederken, kentin balını kaymağını yaygın markalı marketler yiyor.

Farkında mısınız, ilçenin dört bir yanı market zincirleriyle işgal edildi.

Ne de kolay (mış) ruhsat almak.

Tık diye açıyorlar marketi.

İyi güzel de ya benim bakkal amcam.

O ne yapacak?

O ekmek yemeyecek mi?

 

 Kdz.Ereğli Esnaf ve Sanatkarları Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Tezel’in mali kongrede bakkallarla ilgili konuştuklarını bilinen gerçekleri ifade ediyor sadece.

Tezel  "Bir ürünü görerek almalıyız. Büyük mağazalar alışverişte o kadar tercih ediliyor ki büyük mağazalar mahalle aralarına kadar girdi. Büyük mağazadan, internetten yapılan alışverişler bizim paramızı kentimizden alıp götürüyor. Mahalle bakkalından, şehir esnafından, eşimizden dostumuzdan alışveriş yaptığımızda para kentimizde kalacak ve ekonomimize ciddi katkısı olacak. Büyük markette 1 liran yetişmez ise paketi bıraktırırlar, mahalle bakkalında 10 liran yetişmesin, 'geçerken bırakırsın abi' derler." Sözleriyle o bir liralık vurgusuyla taşı gediğine koyuyor.

Bu tespit doğru mu?

Aynen !

Yani, marketler veresiye satmaz.

Satmadıkları gibi bir lira eksiğini de kabul etmezler.

Peki bakkal amca?

Tezel’in dediği gibi 'geçerken bırakırsın abi'  der.

Tercihimiz elbette bakkal olmalı.

Bakkallarımız.

 

Bakkalların güçlenmesi demek, bir kentin katma değerine sahip çıkması demektir.

Ama…

Burada o koskoca marketlerin her yere dükkan açar gibi şube açmasına kim dur diyecek?

Tabi ki yerel yönetimler bu konuda çok daha duyarlı olup bakkal amcaları korumalıdır.

Yani bu gerçeğe kimseye bahaneler üretmemeli ve ilçenin dört bir yanını saran marketler zincirlerine fren konulmalıdır.

Kapanan her bakkal, bir kapıdır.

O kapı da bizim kapımızdır.

İnsan kendi kapısını kapatır mı?

Kapattırır mı?