Hey Amet!
Buyur !
Ya Amet sen seçim öncesinde Ahmet’i desteklemedin mi?
Evet! O’nu destekledim.
Niye?
O’nun kazanacağını sandım. Ki, kesinlikle o kazanırdı da!
Eeee !
Sorma… Hatta sus ! Geçmişe mazi derler!
Anında dönme ve yağ çekme hakkına saygı da (!) duyuyorum . Peki ya sonrası?
Ne olmuş sonrasına?
Ahmet kaybedince bir anda Memet’e döndün.
Oğlum ‘Ametlik’ diye bir şey vardır duymadın mı?
O nasıl bir şey?
Amet! Amet! Amet’ !... Amet ile Ahmet arasında fark vardır.
Ne farkı?
Arada “H” harfi yoktur. Bu nedenle Ahmet ile arasındaki fark çok (görebilene) belirgindir.
Allah Allah!
Ahmet’ler doğrultu tutarlılığına sahiptir.
Eeee ?
Amet’ler ise duruma göre davranır. Yani, Ahmet’te olmayan oynaklık Amet’te vardır.
Allah Allah Allah!
Aradaki bir tek “ha” harfinin farkı budur işte.
Ha deyince?
O’nu da sen akıl et!
Hain mi?
**
Hep merak edilmiştir; seçimden önce Memet’in yanındakiler yok! Ahmet’in yanındaki Amet’ler Memet’in yanına çöreklenip sobanın yanına kurulmuşlar.
Öncesi ile sonrasındaki bu fırıldaklık Memet’in işine gelip düşünmüş ki, “Ahmet’in yanındaki Amet’leri çaldım.”
İyi de Mehmet?
Geç Mehmet’leri.. Mehmet’leri önce Memet satar, Ametler de hep hazıra konar!
**
Bu dünya Amet’ler ile Memet’lerin dünyası değil elbet.
Öncesini bilip unutmayacaksın.
Oturduğun yerin zeminine bakacaksın.
Yanlış bir yere oturmamaya özellikle dikkat edeceksin.
Oturduğunda da; “Asil azmaz, bal kokmaz; kokarsa yağ kokar” sözünü aklından asla çıkarmayacaksın.
Ha! Bir kere kokmaya başlayıp da “Bir kereden bir şey olmaz” dersen, bu hikayedir, yalandır, sonu da korkunçtur.
Bir kereden çok şey olur.
Olmuştur da!