Misak-ı Milli sınırları içinde yaşayan kimin aklına gelirdi ki, gün olacak da bu ülkenin semalarında “Andımız” yasaklanacak ha!
Andınız da ne diyor?
Türk ve Atatürk.
Bu iki sözcükten rahatsız olanlar da varmış.
Varmış da, kaldırmak için harekete bile geçmişler.
Geçmişler de, yargı bunlara dur demiş.
Bunu diyen yargı daha sonra önceki kararını hiçe sayıp, bu kez kaldırılması uygundur dememiş mi?
Vay başımıza gelenler!
Vay ki ne vay!
*
Şu güzelim ülkemizi içten ve dıştan her türlü melaneti amaca giden yolda araç olarak kullanarak bozup ve yıkmak için ne kadar çabalıyorlar.
Onu yapıyorlar.
Bunu yapıyorlar.
Şunu yapıyorlar ama…
Yemiyor!
Yani, başaramıyorlar.
Son tezgah işte bu.
Andımız.
*
Bizim andımızı “andınız” gibi gören kafaların bu rahatsız edici hatta ateşe benzin döküşleri de elbette geri püskürtülecek.
Hani ne demişti bir İnciliz parlementer “Kamu binalarından Atatürk resmini kaldırın” diye.
Hey Allah’ım hey!
Aklını peynir ekmekle yiye yiye beyinsizliğe abone olanlara ne demeli?
Terbiyemizi bozmayalım lütfen.
Bu oyun da tutmayacak.
Bu da tarihin çöp sayfalarına atılacak.
Çünkü bu ülkenin aydınlık yüzlü insanları her şeyin farkında.
İzliyorlardır.
Alevi- sünni.
Kürt-Türk.
Laik-antilaik!
Fasa fiso.
Kaşıya kaşıya bıkmadılar da, o kaşıntı bumeranga dönecektir elbette.
Ya Allah’ını seven söylesin.
Bu ülkede:
İstiklal Marşı,
Mustafa Kemal Atatürk,
Gençliğe Hitabe
Ve Andımız’a sataşılır mı?
Allah çarpar alimallah!