Evet evet yanlış okumadınız.

Teşekkür.

Hem de AKP’ye teşekkür.

AKP’li Başbakana teşekkür.

AKP’li Maliye Bakanına teşekkür.

AKP’li eski Milletvekili Ercan Candan’a teşekkür.

AKP’li Belediye Başkanı Hüseyin Uysal’a teşekkür.

AKP ilçe Başkanı Fatih Çakır ve yönetimine teşekkür.

Son olarak da konuya sonradan dahil olan AKP Milletvekili Faruk Çaturoğlu’na teşekkür.

On yıldızlı teşekkür.

Yaldızlı teşekkür.

Binlerce teşekkür.

 

Eleştiri ile teşekkür birbirine zıt olsa da kardeştir.

Biri olmadan diğeri olmaz!

Eleştiri de olacak, diğeri de.

Ama sadece eleştiri olur ve bir hizmet gerçekleştiğinde teşekkür unutulur ise olmaz!

Bu durum taşınan sorumluluğu yanlı kullanmak olur.

Kasıttır.

Etik değildir.

Var ise bir hizmet, lütfen bir teşekkürü esirgemeyeceksin.

Ayıp değil ki teşekkür etmek.

İnsan olmak.

Kibar olmak.

Uygar olmaktır.

Ama…

Hep teşekkür sallayarak gündemde yer alır isen bunun adı da yalamalık olur.

Altında çıkar vardır.

Başka ilişkiler de olabilir.

Halk bu tür durumlarda  meslek ile yağcılık arasındaki kırmızı çizgiyi kaçıranlara başka sıfatlar takar.

Hoş değildir tabi bu tespitler.

Çirkindir.

Yakışık kalmaz.

 

 

Kdz. Ereğlilerin bu günlerde en büyük beklentisi ve umudu;  Devlet Hastanesi’nin binaları ve arazisinin Bülent Ecevit Üniversitesi’ne devir edilmesinin gerçekleştirilmesi ve bu devir ile birlikte üniversiteye hem kampüs hem de yeni fakültelerin kazandırılmasıydı.

Moralini kaybetmiş Ereğli’de böyle bir hizmet yeniden canlanma ve heyecan demekti.

Ve oldu.

Maliye Bakanlığı’na bağlı Milli Emlak Genel Müdürlüğü bu binalar ve araziyi “kesin tahsisle” BEÜ’ye devir etti.

Of be!..

Süper haber.

Yazarken bile heyecanlanıyor insan.

 

Prof. Dr. Ercan Candan’ın Milletvekilliği döneminde  Belediye Başkanı Hüseyin Uysal’ı da yanına alarak “Bu tahsis gerçekleşsin ben milletvekilliği de istemiyorum” sözleriyle başlattığı girişim sonuçta Ereğlilileri mutlu etmiştir.

Ereğli artık umutludur.

Coşku doludur.

Ancak elbette herşey bitmedi.

 

Belki birilerinin canını sıkacağım da, yakın geçmişte yaşadığımız kötü bir örneği özellikle hatırlatmak isterim. Milli Emlak Genel Müdürlüğü Kireçlik’i de Üniversitesi devir ettiğinde,  verilen sürede tahsisli alanda tek bir çivi çakılmadığı için o arazi Milli Emlak’a geri döndü.

Kireçlik’te termik santral yapmak isteyenlerin parmağının olduğu çok söylendi bu tahsisin kaldırılmasında.

Kuşkulandık.

Sütten de ağzımız yandı bir kere.

Şimdi de böyle olmasın!

Aman aman aman!..

 

BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer’de şimdi sıra.

“Ereğli’den bana yer gösterin hemen kampüs yapalım, fakülte kuralım” dedi durdu.

İşte yer.

40 bin metre kare arazisi var.

Çok katlı 6 adet bina var.

Deniz var.

Yol var.

Manzara var.

Yani; su, şeker ve un var.

Sıra helvada.

 

Son olarak; bu konuda emeği geçen adı bilinen veya bilinmeyen herkese bir Ereğlili olarak şükranlarımı sunuyorum.

Ölü rahmet gördü.

Kimden olmasının önemi var mı?

Allah razı olsun…