“Söz verdiğinde tutacaksın” demiş atalarımız.
“Söz ağızdan çıkar!” diye de tamamlama cümlesi de vardır ayrıca.
Onurlu bir iştir söz vermek.
Söz verip de o namus bildiği sözünden cayan çok oynaklar görmüşüzdür hepimiz.
Ve üzülmüşüzdür.
İnsana güvenimiz de bu nedene hırpalanmıştır ya hep!
“Neyse!” demeyeceğim bu kez!
Sözü veren bir siyasetçi de olmasına rağmen, o sözünün arkasında duran bir insana rastladık
Dedik ki, Kdz. Ereğli’de bir
var. Bu geminin Kurtuluş Savaşı’ndaki yararlılıkları o kadar çok ki, hemen tık diye 4 ana maddede sayabilirim.
1- İlk ve tek deniz savaşı.
2- İlk ve tek deniz şehidi.
3- İlk uluslararası anlaşmanın sebebi
4- Kabotajın ilk adımı
Biz bu gemiye İstiklal Madalyası istiyoruz.
Dedi ki, “Ben bir araştırayım.” Ve dönüşünü yaptı “Alemdar’ı kimse bilmiyor!”
Hayda! Aradan geçen 97 yıl da ilk ve teklere imza atan Alemdar’ı nasıl kimse bilmez? Bilmiyorlar. Anlatmamışız ya da anlatamamışız ki.
Dedik ki, “Ne olacak?”
Dedi ki, “TBMM Başkanından randevu almaya çalışacağım.”
Bekleyiş başladı.
Bütçe denildi.
Sonra TBMM Başkanı hasta oldu.
Ardından referandum.
Falan filan derken, randevudan haber yok.
Dedik ki, “Ne oldu randevu sayın milletvekili?”
Dedi ki, “Ha bugün ha yarın haber gelecek!”
Ve haber geldi. Tarih 29 Mayıs 2017 pazartesi günü akşamı “Yarın 2,5 da bekliyor” diye.
Hemen telefon trafiği başladı.
Sabah 9’da yola çıkarsak randevuya rahat rahat yetişiriz.
Öyle de oldu.
Milletvekilinin danışmanları ile haberleşerek bulduk odayı.
Hoşbeş ve derken TBMM Başkanlığının yolunu tuttuk.
İnanılır gibi de değil hani, sonuçta görüşeceğimiz makam Türkiye’nin ikinci sırası.
Görüştük de…
Yaklaşık 1 saat başbaşa yapılan bir görüşmeden neler çıkmaz ki!
Bizim çıkarmak istediğimiz tek konu var o da Gazi Alemdar Müze Gemisine İstiklal Madalyası verilmesi.
İlk sözü alan Çaturoğlu açık açık istedi madalyayı.
Oh be!
Milletvekili isteyip de TBMM Başkanı İsmail Kahraman’da “Tarihinize sahip çıktığınız için sizi tebrik ederim” ile başlamaz mı söze.
Allah!..
Alemdar Gemisi’nin maketi, tablosu, belgeleri sunuldu tek tek TBMM’nin başkanına.
Çileksiz de olmaz hani.
O da tamam!
Yüksek düzeyde protokol görüşmesi olarak gördüğüm ziyaret TBMM Başkanının esprileri ile renklenirken, Çaturoğlu’na dönüp “kanun teklifini hazırla gel” sözleriyle hepimizi rahatlattı.
Şaka gibi.
Gerçekten öyle,
Halen daha konuşmaları video kayıtlarından izlediğimde “tarihe atılacak altın bir imzanın” tanığı olmanın mutluluğu dolaşıyor damarlarımda.
Söz vermek böyle bir şey işte.
Sözünü tutmak.
Faruk Çaturoğlu benim babamın oğlu değil.
Ama…
Adam sözünü tuttu.
Alemdar Derneği’nin yöneticilerini Türkiye’nin 2 numarası ile görüştürdü ve aldığı talimatla da hemen kolları kanun teklifini hazırlamak için sıvadı.
Şimdi ne yapmalı?
Adam gibi teşekkür etmeli.
Teşekkür Sayın Milletvekili Faruk Çaturoğlu.