?Önce ekmekler bozuldu? demişti öykülerinin birinde Oktay Akbal. Ekmekle kalsa iyiydi. Sonraları hızlandı ve yayıldı bozulma. Günümüzde artık insanlık için bozulmayan pek bir şey kalmadı. Sebzelerin, meyvelerin, etlerin genetiği ile oynandı; yiyeceklerin tadı, insanların sağlığı bozuldu. Kazanç hırsı yüzünden doğanın dengesi, mevsimlerin düzeni bozuldu.. İnsani değerler gitti gider. Sonuçta insan bozuldu. Gelin daha ileri gidelim, bozulmaların anası kapitalist sistem de bozulma sinyalleri veriyor. Bugüne dek insanlık için yararlı bir icraatına tanık olmadığımız gelişmiş varsıl ülkelerin uydusu Birleşmiş Milletler Örgütü gezegen için tehlike çanlarının ancak ayırdına varmış olmalı ki Danimarka?nın başkenti Kopenhag?da hafta başında İklim Zirvesi?ni topladı. 2012?de sona erecek Kyoto Anlaşması?nın yerine yeni ve daha detaylı bir anlaşma ile gezegene salınan karbonun azaltılması öngörülüyor yapılacak çalışmalar sırasında. İki hafta sürecek toplantılar için Kopenhag 192 ülkeden 15 bin kişiyi ağırlamaya hazırlanıyor. Öte yandan internete ve ajanslara düşen bir haber ilginç. Varsıl ülke devlet ve hükümet başkanlarını karşılamak üzere Kopenhag?a 140 özel uçak inecek, ağırlıklı özel misafirlerin emrinde 1200 limuzin bulunacakmış. Çevrecilere göre bu havaya salınacak 41 bin ton karbon gazı daha anlamını taşıyor. Bir şaka gibi...
Bilimin kapı dışarı edildiği ülkemizde insanlar kıyamet senaryoları ile uğraşır hale geldiğinden yurttaşlarımızın çevre duyarlılığı konusuna kafa yorduğu pek söylenemez. O nedenle değil midir ki; yıllardır gezegenin karşı karşıya bulunduğu tehlikeleri anlatmaya çalışan, nükleer tesislere karşı çıkan, ormanların yok edilmesine isyan eden aktivistlere, hemen her ülkede doğanın ve denizlerin kirletilmesine, fokların, balinaların öldürülmesini kendilerine özgü akılda kalıcı renkli eylemleri ile halklara ve de hükümetlere duyurmaya çalışan Greenpeace üyelerine deli gözüyle bakar halkımız... Greenpeace deyince, Kopenhag şu günlerde onların renkli gösterilerine tanık oluyor. İklim sorununa çözüm getiremeyen dünya liderlerini 20 yıl sonra yaşlı liderler olarak pişmanlıklarını dile getirirken gösteren bilboardlar ve afişler yanlız Kopenhag?ta değil tüm dünyada en çok ses getiren etkinlik oldu. Eduardo Galeano?dan, çağımızın bu büyük düşün ve yazı ustasından esinlenmiş olabilirler mi diye düşündüm. Bakın daha 1998?de yayınladığı ?Tepetaklak? kitabına açtığı pencereden bize göstermek istediklerine. Görmeyi becerebilirsek tabii...
?Yüzyıl sonunda günbatımının
görünüşü:
Bizi gömen ya da süren toprak
zehirleniyor.
Hava yok, havasızlık var
Yağmur yok, asit yağmuru var.
Parklar yok, park yerleri var.
Eşler yok, ortaklar var
Uluslar yerine, şirketler var.
Yurttaşlar yerine, tüketiciler var.
Şehirler yerine, yığılmalar var.
Bireyler yok, dinleyiciler var.
Gerçekler yok, reklamlar var.
Vizyonlar yok,t elevizyonlar var.
Bir çiçeği övmek için ?plastik gibi?
deniyor?