Konu seçemedim inanır mısınız?..  Bi mankenin rüzgarda etekleri uçmuş onu mu yazsam?.. Şarkıcı aşkıyla evliliğe yeşil ışık yakmış onu mu?.. Yok yok trafikte makas atmış bi artistin oğlu onu yazsam?.. Aaa cadılar bayramında bi ünlü şaşırtmış ayı kılığına girmiş onu mu?.. Konular konular..  Seçmek zor yani şaka gibi ama koskoca tv kanallarında ana haber konuları bunlar olunca bir garip köşe (yazarı?)ci daha önemli ne yazabilir ki?..

Ben yine bu kadar bu mühim haber çıtalarını aşamayacağımı, haddimi bilerek önem arz etmeyen sıradan ve yavaş ısınan kurbağa hikayesi gibi konularımda yazayım en iyisi.. Kaynayana kadar hissedilmiyor da nasılsa..

Mesela;

Ø  Maden aramalarında yok edilmeye mahkum köyler, topraklar, sular.. Yaşam haklarının ellerinden alındığı insanlar ve dolayısıyla mecburen göçler..

Ø  Ormanların yapılaşmaya, kamuya açılmasıyla henüz kesilmemesi gereken yaşta ağaçların kesilmesi, yetişkin bir ağacın 75 kişiye oksijen verdiği düşünüldüğünde?!..

Ø  Erozyon gerçeğiyle karşı karşıya kalınan çağımızda yitirilen topraklar.. Her yıl hiçbir müdahale olmadan bile Kıbrıs büyüklüğünde yitirdiğimiz topraklar..

Ø  Kuraklık.. Sürekli taşlaşma, yapılaşmanın bir diğer zararı da toprak ve hava ilişkisinin (arz/sema) azalmasıyla nemleşme ve dolayısıyla yağışların azalması, toprakların kuruması ile ciddi anlamda pahalılık, kıtlık tehlikesi yaşanması hatta yaşamaktayız..

Ø  İklim değişikliği/küresel ısınma.. Önem verilmeyen her şey gibi önem verilmeyen ve sürekli ondan aldığımız dahası çaldığımız Doğa’mız da kendisinden alınanları elbet geri alacak, hatta başladı bile özellikle son yıllarda.. Ne mi; Dengesiz iklimler gibi.. Ağustos ayında fındık ceviz büyüklüğündeki dolu yağışları, Kasım Aralık ayında 17 derecelerde seyreden havalar gibi..

Ø  Hava kirliliği ile baskın şekilde çoğalan sağlık sorunları.. Solunum yolları rahatsızlıkları gibi..

Ø  Özellikle kentimizde kirli hava nedeniyle ciddi biçimde tehdit altındayız sağlık açısından.. Günün herhangi bir saatinde açıkça da havada bu kirliliği görebilmekteyiz. Ama sanırım sadece kent yaşayanları görüyor.. Umarım ve dilerim yetkililer de bu havada yaşadıkları gerçeğini geç olmadan fark ederler..

İşte ben de naçizane bu konuları yazdım, okumuşsunuzdur ve okutmuşsunuzdur dilerim..

Anayasanın 56. Maddesi;

“Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve Vatandaşların ödevidir. “

Burada vurgulamak isterim ki; Vatandaşın ve Sivil Toplum Kuruluşlarının, Platformların yasal ve yönetsel yetkileri yoktur. Sorunlarla Yetkililer arasında köprü olabilir ancak. Ve tabi bilinçli vatandaşlar olarak bir diğer sorumluluğumuz da duyarlı bir kamuoyu oluşturarak karar vericileri ve çevremizi yasal çerçevelerde çeşitli etkinliklerle, panellerle, seminerlerle yönlendirebilmektir.

 Güzel ve sorunsuz günlerde bu önemsiz konular dışında ana haber konularında görüşmek dileğiyle..

Nilgün durak