Ya sabır!
Hem nasıl sabır!
99?luk tespihte yetmez, sabır da sabır?
İnanın bazı olaylar var ki, insanın beyninden en kılcal damarlarına kadar her alandan kan fışkırıyor, fışkırtılıyor.
Efendim Dünya?da 60 milyon insan bilgisayar karşısında tarla ekiyormuş.
Öff!!!
Önce ?Ne de güzel diyesi!? geliyor bile insanın.
Elbette gökdelenlerde oturan ve çevresinde toprak görmeyenlerin özlemi olarak ilk anda hoşa giden bir haber bu.
Tamam da, toprak bolluğu içinde yaşayanların bilgisayar karşısında çiftçilik yapmasına ne dersiniz?
Tek kelime ile hikaye!
Tembelliklerini örten numara.
Bir başka ifadeyle de artistlik.
Kadının veya erkeğin evinin önünde bahçesi var ve eline bir kazma veya keser alıp da maydanoz ekmez ve bilgisayar karşısına geçip de çiftçilik yapar.
Hatta, o sanal çiftçilikte zamanla programlanan işlerin de hiçbirini asla kaçırmaz. İki eli kanda da olsa koşar gider bir bilgisayar bulur ve o sanal çiftçiliğin gereklerini yerine getirir.
Babası veya annesi hastalanıp hastanede yatsa ve ziyarete gitmek için ziyaret saatini aklına getiremeyenlerin, gerçek yaşamdan uzaktaki bu şımarıklıklarını anlamak o kadar güç ki!
Ve gıcık olmamanın yolu da yordamı da yok.
Kardeşim git bahçende çalış.
Yok ise komşunun bahçesine git ve iki çiçek ek.
Bir fidan dik.
Yap bir şeyler.
Kendi bahçesi veya çevresindeki olanakları değerlendirmeyenlerin bilgisayar karşısında tembelliğe kendilerini tutsak etmeleri kadar anlamsız bir şey olabilir mi?
Gıcıklık işte.
Ya sabır.
Ya sabır?
Dahası ne biliyor musunuz?
Geyik muhabbetlerinin bir numara konusu bu oldu.
Bir değil birkaç çiftlik kurmakla övünenlerin havasından geçilmiyor.
Vay anasını babasını!
Tanıdıklarımız arasındaki bu muhabbeti eleştirerek ?balkonunda maydanoz ekmezsin ve bilgisayar karşısında çiftçi kesilip kendini uyuşturursun? diye lafı gediğine koyuyoruz da.
Anlayan kim?
Uluslar arası tembellik furyasında kimler yok ki!
Sabır çekmekten başka seçenek yok.
Ya sabır!
Binlerce sabır.
Allahım sen şu tembellik tuzağına düşen kullarına akıl ihsan eyle.
Bu sanal kullarını yaşamın gerçeğine döndürerek ?insan olmak yan gelip yatmak değildir? de!
Ya sabır yarabbim ya sabır!..
MASAL
Gazetemizin mutfağında haberlere son şeklini verirken, fazla konuşmayı sevmeyen Sayfa Editörümüz Derya Cebesoy ?Ereğli?de üç kişiden biri başkan zaten? dedi.
Mecazi anlamda süper bir espri olarak algılayıp bastım kahkahayı.
?Bunu yazmalıyım? diye not aldım.
Ve yazdım işte!..
Demokratikleşme anlamında herkesin bir yerde ve bir şekilde görev ve sorumluluk alması o kentin yararına olarak görülmeli ve alkışlanmalı.
Ama; görev ve sorumluluğun ?amaç? bölümündeki ifadeler de yerine getirilerek.
Bunca görevli ve sorumlunun bulunduğu kentte de, düşünce zenginliği öne çıkarılarak toplumsal konularda işbirliği yolları aranıp bulunmalı ki çokluk bir işe yarasın.
Belki Ereğli?de eksik olan bu!..
Görev ve sorumluluğu olan çok da, bu görev ve sorumluluk amacının yerine getirilmesinde üşengeçlik var sanki.
Oysa çokluk bereket getirmeli ve bu bereketin hareketiyle de ortak müştereklerde buluşabilme beceresi gösterilebilmeli.
Üç kişiden birinin başkan olması elbette hoş.
Ama bu üç kişiden biri de bir başkan kadar çalışmıyor ise çokluğun da hiç anlamı kalmıyor ki.
Önemli olan; taşınan görev ve sorumluluk ile hava basmak değil, amaçlara uygun üretken olabilmektir.
Bunun ötesi masallar dünyasının prens veya prensesliğinden öteye gitmez çünkü.