Şarkı:

“seni uzaktan sevmek

aşkların en güzeli

alıştım hasretine

gel desen gelemem ki”

diyor demesine ama…

Hiç de öyle değil!

Öyle de olamaz ki!

Uzaktan uzaktan  olsa olsa, hikaye olur!

Biliyorum tabi ki şarkıda anlatılmak istenen o değil.

Benim sevgim başka.

Benim sevgim toprağım.

**

Ne de güzel şarkıdır.

Offf, offflar  çektirir.

Enginlere dalıp dalıp götürür.

“Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli”

İçinde olmalı/olunmalı.

Koynunda.

Sımsıcak!

Ve de çok yoğun.

Güzelliği kadar olumsuzluklarıyla da hissetmeli her  durumunu.

Her anını nefes alır gibi tüketmeli.

Arsızca!

**

“Seni uzaktan sevmek

tat vermiyor

alışmak istiyorum hasretine

gel desen, gel desen

öyle uça uça gelirim ki!

Geceleri gündüze çevirerek

Dereleri tepeleri de tersine çevirerek.”

Dedim!

Benim sevgim Ereğli.

“Ereğlülük” aşkı.

Tutkusu.

**

**

Yıllar oldu böyle uzak kalmamıştım memleketimden.

Bir gittik ve dönemedik daha.

Buralar da çok güzel.

Tertemiz.

Misler gibi havası,

Bakir doğası,

Bülbül resitalleri ile çok ama çok güzel.

Konu bülbül ise

Kafesler de geliyor insanın aklına.

Altın olsa ne yazar, pırlanta olsa ne yazar?

Ben vatanımı özlerim.

Seni yakından ve de çok severek Ereğli.

Rüyamdasın.

Arzumun baş köşesinde “gel!” diye çığlık atıyorsun.

Biliyor ve bileniyorum.

Yakında da oradayım.