NURİ ÖZTÜRK YAZDI
Vilayet, aşağıdan yukarıya, sağdan sola ne taraftan toplarsanız ordan toplayın, çıkartın topu topu beş vekil çıkartacak.
Neticesi tartışmasız aynı kapıya çıkar.
İçine girdiğimiz bu günler, bazılarının anlayışına, alışkanlığına veya işlerine geldiği biçimde tanımladıkları günlerdir.
Eski siyasiler, gazeteciler, yazar çizer takımı seçim sathı mahalline girildi, der, bazıları bu günleri son düzlük olarak görür ona göre pozisyon alır. Sessiz sakin kaderini beklemeye alışık ahalimiz, memleket için hayırlısı olur inşallah der.
80 ihtilali ile birlikte (zaten amaç buydu) ülkenin siyasi iklimi büyük bir türbülansa sokuldu. Sonrasında da o sallantıdan çıkmayı bir türlü beceremedik.
80 öncesine dair ne varsa hepsi tu kaka ilan edildi.
Ülkenin en tepesine konuşlanan, genlerinde bastırılmış ressamlık olduğunu iddia eden darbeci General, ülkenin gelecekteki hedefini samimi! olarak açıklarken demokrasiyi de karpuz gibi birkaç parçaya böldüğünü çok iyi biliyordu.
İki buçuk parti yeter, iki buçuk gazeteden fazlasına da gerek yok, demişti.
Netekim! Bey’in demokrasiden ne anladığını, nereden esinlendiğini bilenler bilir de ressam olma aşkının nasıl dışa vurduğunu bazı kişiler gibi bende iyi biliyorum.
Dünya devi Koca Usta Picasso’nun dünyaca ünlü Guernica tablosunun öyküsü oldukça önemlidir.
İspanya iç savaşında Alman uçakları İspanya’nın Guernica isimli kasabasını yerle bir etmişler, taş üstünde taş bırakmamışlardı.
Sanatçı bu dramı, bu kıyımı, insanlık suçunu, parçalanmış cesetleri kısaca savaşın korkunçluğunu anlatmak için Guernica ismini verdiği, dünyayı ayağa kaldıran tablosunu yapmıştı.
Hatta tablonun İspanya’ya girişi de Faşist Diktatör Franco zamanında yıllarca yasaklanmıştı.
Sanat ve sanatçı unutulup gidecek değildi ya gitmesi gereken Diktatör Faşist Franco gitmiş tablo da olması gereken yere yerleşmişti.
İlahi adalet derler ya,
Picasso Usta’nın bir Alman General ile tablonun karşısında karşılaşmaları insana, tesadüf olacaksa böylesi olsun dedirten cinsten olmuştu.
Alman General küçümser bir edayla ustaya soru sorma gafletinde bulunmuştu.
Bu tabloyu siz mi yaptınız?
Ustanın cevabı surata atılan tokat’ı bile özletir cinsten olmuştu.
Hayır, siz yaptınız.
Alman General bizimki gibi resim yapmak hevesinde değildi, o izleyici tarafındaydı.
O gündür bu gündür birçok şey gibi siyasetin de kirlendiğinden, erozyona uğratıldığından şikâyet ediyoruz ya,
Koca Picasso’yu küçümseyerek, eline hiç palet almadan ressam olduğunu iddia eden, hiç anlamadığı devlet yönetimine topla tüfekle oturan zihniyet, devletin temellerini kökünden silkelerse ne mi olur?
Ya, anayasayı bir kez delmekle bir şey olmaz söylemleriyle başlar, bir bomba atılmış büyütmeye ne gerek var diye devam eder, sonrasında da benim memurum işini bilir durumlarına kadar gider.
O günlerden bu günlere siyasi arenadaki geleneksel anlayışları değiştirme çalışmaları ilmik ilmik dokundu, zincirin halkaları gibi birbirlerine eklenen alıştırmalarla eski unutturulup yeni denizlere yelken açıldı.
Vilayet, aşağıdan yukarıya, sağdan sola ne taraftan toplarsanız ordan toplayın, çıkartın topu topu beş vekil çıkartacak.
Her seçim öncesinde olduğu gibi bu senede vekil aday adaylığı için, Ankara heveslileri! partilerinin önlerinde kuyruğa girmeye başladılar.
Vilayetlerde vekil olmak için partilerine baş vuranların sayısını kantara çıkartsanız, her parti her vilayetten mecliste grup kuracak kadar taliplisinin teveccühüne mazhar oluyor.
Ülkemizdeki vekil aday adaylığı popülasyonu, son yıllarda büyük anlayış değişikliğine uğradı. Kabuk değiştirdi diyeceğim de siz isterseniz evrim geçirdi diye tercüme edin.
Dedik ya, son yıllarda bu işlerde niyet de değişti hedef de değişti.
Siz vekil olmamak için! listelerde seçilecek sıraya girmemek için! aday adaylığına müracaat eden birisini, bu ülke dışında nerde bulabilirsiniz.
Hangi ülkede hangi aday adayına beyefendi kutlarım, listelerde seçilecek sıraya girememişsiniz, tebrik ederim denilir.
Eee bunlar boş sözler değildir.
Bu arkadaşlar prosedüre uyup büyük konvoylar eşliğinde aday adaylığında sıralamaya girmemek! için müracaat ederler.
Yalnız, bu işin öncesinde, birkaç yerin yönetim kurulu üyeliğini, olmadı o veya bu inşaatların ihalesini almayı, şu kurumun Müdürlüğüne, Başkanlığına giden yolun taşlarını çoktan döşemişlerdir.
Hesabı kitabı ona göre yapmışlardır ki gayretlerinin! çalışmalarının! semeresini alsınlar.
Siz şimdi hala ya bu parti en fazla iki vekil çıkartabilir veya bu parti geçmişte bir vekili zor çıkartmış aday adaylığına bu kadar müracaat mu olur diyor musunuz?
Bazen vekil aday adaylığı iyi bir bahane olabilir, ama çoğu zaman da listelere girememek şahane olabilir.
Nuri Öztürk