Yaz sıcağında siyasetin dışına çıkmak istiyor gönlüm bugün.

Siyaset bildiğiniz gibi çünkü.

Pişkinlik üzerine kurulmuş,

Nankörlükle süslenmiş,

İhanet ile taçlandırılmış,

Yalancılıkla renklendirilmiş,

Utanmazlıkla pişirilmiş,

Alaycılıkla garnitürlenmiş,

Kirlenmeyle servis edilir olmuş çünkü.

Siyaset!

Kimi zaman insanın içinden öğğğ demek bile geliyor.

Adı siyaset ama antidemokratik tüm uygulamaların yaşandığı demokrasi oyunu.

Çok eskiden bir Adnan Varveren vardı.

Olayları kendi  üslubuyla yorumlayan türküler ile ses verirdi.

Bu türkülerden en meşhur olanlardan biri de “adamı bul” idi.

Adamını bulan işini yürütüyor.

Her yerde.

Siyasette de.

Bir adam işi bitiriyor.

Sadece tek kişi.

İstersen bakan bile olursun.

Milli güvenlik kurullarına bile girersin.

Hatta beğenmez isen belediye başkanı olursun.

Tek kişilik oyun bu oyun.

Adına da Türkiye’nin demokrasisi demişler.

Yani böyle bir ortamda siyaseti konuşsan ne yazar konuşmasan ne yazar.

Önümüzde bir halk oylaması var.

Hayır dersen ve hayır için çalışırsan hedef olursun.

Dikkatleri çekersin.

Listeye girersin.

Sonra da  en başta anan olmak üzere sülaleni ağlatabilirler.

Ananı alıp gitmek de kurtaramaz.

Dinlenirsin.

Fotoğraflanırsın.

Gözlenirsin.

Sonra da yanlı ve yandaşlara servis edilerek karizmanı çizdirebilirsin.

Demeyin olmaz olmaz!

Bu işler böyle oldu.

Yol ve yöntem bu.

Susturulurlar gerektiğinde.

Kesiverirler bam telinden.

Gıkın çıkmaz.

Hatta kaybolursun tam ortadan,

 

Bu sıcak günde yine tehlikeli işler ile uğraşıyoruz.

Bir zaman msn de konuştuğum kişinin fotoğrafının yerine benimki konmuştu.

Şok yaşamıştık.

Bana “nasıl yaptın bunu?” diye sorduğunda böyle bir bilgim olmadığını ve yapmadığımı ifade ettiğimde, ben de ondan kuşkulandığımı dile getirdim.

Her ikimiz de şaşırdık.

Dinleme ve izleme ekibi takipte.

Boşuna gidip de savcılığa suç duyurusunda bulunmadık telefonumuz için.

Genel yanıt matbu evrak.

Üzeri doldurulup yollanmış.

Sonuçta “mahkeme kararsız dinlenmez” yazıyor.

Keşke böyle olsa.

Yargıdan dinlenme kararı alınsa.

Ya alınmamış ise.

Siz siz olun dikkatinizi asla bırakmayın.

Önceki gün face de, sağ üste bir-iki saniyeliğine benim daha önce çekilmiş bir fotoğrafımı koyup çıkardılar.

Güldüm.

Hayal görmediğimi çok iyi biliyorum.

Bunun adı “iz-le-ni-yor-sun” başka bir şey değil.

Meraklılar ki izliyorlar.

Yargı kararı var ise mesele yok.

Ya izinsiz dinleniyorsam?

O zaman ne olacak?

Hiç bir şey…

Sap dönecek ve keser dönecek desek de değişen bir şey olmaz.

Bu ahlak meselesi.

Hangi siyasal iktidar gelir ise gelsin muhalif çizgimiz değişmez ki.

Destek verdiklerimiz göreve geldiğinde öncelikle bizim başımızı koparmak için uğraşmıştır hep.

Eleştiri hakkımızı kullanmamızdan rahatsız olurken, basın özgürlüğü sözcüğünü de kimseye bırakmazlar.

 

Neyse bunlar derin konular.

Bu konular içinde, sımsıcak bir günü serinletmek gerek.

Bu ne olabilir?

 

Neyzen Teyfik?

Bir bakayım arşive:

 

BULAŞMAMAK!

Savaş vurguncularından birinin dedikodusu yapılmaktadır.
--Tonla parası var... Herifin bir eli yağda, bir eli balda... Nereye gitse, hemen yol açıyorlar.
Neyzen sorar :
--Gerçekten kenara çekiliyor mu herkes ?
--Çekiliyor
--Demek cebindeki pisliğe bulaşmak istemiyorlar...