GENÇLERE kitapların dostluğundan, okumanın erdeminden söz ederim sıkça. İsterim ki giderek ufuklarını açacak kendi yazarlarını, kitaplarını keşfetsinler. Abur cubur okumalar yerine nitelikli metinlerle uğraşsınlar. Şiirin, öykünün, romanın tadına varsınlar. Öte yandan bilirim ki bizim gibi toplumlarda okumak çok da sevimli bir eylem olarak görülmez. Okuma tutkusuna yakalandığımız çocuk yaşlarda kitap ya da dergileri büyüklerimizden saklı okurduk. Çok okumanın gözlere zarar verdiğini düşünürlerdi de ondan. Büyüdükçe okumanın yalnız göz sağlığına değil, bazı toplumlarda düpedüz insan yaşamına da zarar verdiğini deneyimlerle öğrenmiş olduk. Baskıcı rejimlerdeki kitap düşmanlığı; kitap toplatmalardan, alanlarda törensel biçimde kitap, dergi, gazete yakmalara dek kalıcı izler bıraktı insanlığın belleğinde. Düşünüyorum da üzerinden 38 yıl geçmiş 12 Mart askeri darbesinin. Yıldönümü bugün! 2 Mart ve sonrası 12 Eylül?de insanımıza reva görülen kitap düşmanlığını, toplatılan kitap gazete ve dergileri, sansür uygulamalarını, o ayıplı ve acılı dönemleri yaşayanların unutabilmeleri olası mı? Öte yandan ülkemiz siyaset erbabının büyük bölümü de sevmez okumayı. Okuyan kesimden de hoşlanmazlar. Gazetelerin de gazetecilerin de eleştirel yaklaşanlarını değil, kendilerine övgü düzenlerini beğenir, yanlarında taşırlar. 12 Martların, 12 Eylüllerin tahribatları büyük oldu toplumda. Eleştirel aklın, aykırı düşünmenin suç olduğu korkusuyla büyüdü çocuklar gençler. Popüler kültürün masalları ve hurafelerle uyutuldu. Irkçı görüşlere yatkın tek tip insan biçimlendirmesi yapıldı, yapılıyor nicedir. Günümüzde toplumca yaşadığımız bunalımın, huzursuzluğun nedenlerini anlayabilmek için geçmişi iyi bilmek, yaşananlardan ders çıkarmak gerekiyor. Okumanın erdemini pek kavrayamayan bir topluluk olduğumuzdan söz etmiştim yazımın başında. Metin Eloğlu?nun 1951 yılında ?Yeditepe? yayınlarından çıkan ?Düdüklü Tencere? kitabındaki bir şiiri bu konuda bir kanıt sayılabilir. Birlikte okuyalım: Okur Yazar Yetiştirme Kursları ABC...VYZ! Bugünlük bu; Yarın kelime dizisi, Öbür gün el yazısı; Aç istediğin gazeteyi, Güldür güldür oku... Kel Aliço?nun güreşlerini oku, Orospuların gizli defterlerini oku, Yusuf ile Zeliha?yı oku, gözlerine kan otursun; Zenginin malını, Züğürdün halini, Demokrasinin iktisadi cephesini oku; Orayı sökemedin galiba? Geç pir aşkına cinayetleri oku... Ha babam ha, ha babam ha; Oku be!