Sosyal medyada ciddi paylaşımlar da oluyor. Hele ki, isim yapmış olanların paylaşımlarına özellikle dikkat ederim. Av. Yakup Okumuşoğlu benim için önemli bir isimdir ve de takip ederim.
Son paylaşımında ülkenin çok acı bir gerçeğine parmak basarken “Milletvekili olmak utanılacak bir şey değil tabi ama şu tablo da olsam rahatsız olurdum. Hani çok başarılı olmuş bir kadro olsa hadi yine tamam dersin de.. o da yok! Sen ben bizim oğlan. Mis. Devam bakalım.” Sözleriyle milletvekilliğini babadan kalma tapu gibi üzerlerine geçirenlerin listesini yayımlamış.
Listede şu isimler var:
1-Erdoğan Toprak 7. Dönem
2-Engin Altay 7. Dönem
3-Faik Öztrak 6. Dönem
4-İlhan Kesici 6. Dönem
5-Yaşar Tüzün 6. Dönem
6-Veli Ağababa 5. Dönem
7-Özgür Özel 5. Dönem
8- Tekin Bingöl 5. Dönem
9- Uğur Bayraktutan 5. Dönem
10- Mahmut Tanal 5. Dönem
11- Bülent Tezcan 5. Dönem
12- Sezgin Tanrıkulu 5. Dönem
13- Murat Emir 4. Dönem
14- Tuncay Özkan 4. Dönem
15-Gamze İlgezdi 4. Dönem
16- Seyit Torun 4. Dönem
17- Oğuzhan Salıcı 4. Dönem
18- Burcu Köksal 4. Dönem
19- Barış Karadeniz 4. Dönem
20- Hüseyin Yıldız 4. Dönem
21- Enis Berberoğlu 4. Dönem
22- Orhan Sarıbal 4. Dönem
23- Zeynel Emre 4. Dönem
24- Nurhayat Altaca 4. Dönem
25- Utku Çakırözer 4. Dönem
26- Vecdi Gündoğdu 4. Dönem
Bu milletvekilleri kim mi? Tümü de ne yazık ki CHP’li.
Ya! İşte böyle!
CHP’de neden ön seçim yapılmasının istenmediğini şimdi daha iyi anladınız mı?
Çökmüşler çünkü genel merkeze.
Kimseyi istemiyorlar.
İstiyorlar ki, hep kendileri milletvekili olsun ve de yakınları ve yandaşlarını belediye başkanı, belediye ve il genel meclis üyeleri, il ve ilçe başkanları yapalım.
Hayır hayır!
Kimsenin bu gerçeği dile getirenlere kızmaya hakkı yok. Sürekli ötekileştirme tutum ve davranışları ile gerçekleri dile getirenlere öfke duyan bazı CHP’lileri bilmeyeniniz mi var? Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce de “Kemal Bey ile olmaz!” diyenlere ateş püskürüp sataşıyorlardı
*
Şimdi Allah’ınızı severseniz bir söyler misiniz, kimin ne hakkı var “mezarda milletvekilliğine” abone olmaya?
Bir başkasının hakkını yiyerek oturdukları koltuklarda günü kurtarmak dışında ortada bir başarı da yok ise kendisini “dürüst” ve “namuslu” ilan edenlere, zamkla yapıştıkları koltuklardan “Artık yeter! Söz milletin. Egemenlik kayıtsız şartsız genel merkezin değil bundan böyle. Kalkın gidin” diyenler haksız mı?
Hem demokrasiden söz edeceksin, hem de antidemokrat bir uygulama olan merkez yoklamasını alışkanlık yaparak ön seçim isteyenleri “hain” ilan edeceksin.
Her şubat ve mart aylarında budama olur ki, doğa nefes alsın ve bitkiler sürgün versin.
Doğanın kurallarına bile karşı gelen bir anlayışın utanç listesidir o liste.
Açıkçası parti işgal altında.
Ve bu işgale karşı ses vermesi gerekenler, duruma seyirci kalıyor ve kalmaya da devam ediyor ise kimsenin ağlamaya hakkı yok.
Demokrasi bu değil!
Bu olmamalı!
Olamamalı!
Ne diyordu toplumlar?
Susma sustukça sıra sana gelecek.
O sıra çoktan gelip geçti de!
Günaydın, tünaydın, iyi akşamlar bile yetmiyor!
Not: Yazımın başlığını bir çok kez değiştirdim. Aklıma gelenleri saygısızlık yaparım endişesi ile değiştirdim. Peynir adı bile yazmıştım ama… Olmaz dedim!