Zafer Bayramı’nı kutluyoruz sözde.

Ama gerçek anlamda da sözde.

Sadece söz.

30 Ağustos Zafer Bayramı törenleri hazırlıkları, uygulamaları ve törenlerin sona ermesi.

Bu kadar.

Adı “Zafer” ama, son yıllarda içi tamamen boşaltılan bir bayram artık 30 Ağustos.

Böyle giderse de kaldırılması için teklif de getirilirse kimse şaşmasın.

Ve bunları yazıyor diye bana da kızmasınlar.

Bugün Türkiye’de “Atatürk’ün pasaportu var mıydı?” gibi sorgulamalar yapacak kadar alçaklaşanların bulunduğu bir süreçten geçiyoruz çünkü.

Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tüm mensuplarının ayrıştırılması için basılan düğmenin üzerinden aylar ve yıllar geçilmesine rağmen bir şey yapılamadığını açıkça görmenin acısını yaşıyoruz çünkü.

Bugün 26 Ağustos 1922’de Kocatepe’de başlayan Kurtuluş Savaşı’nın en önemli aşamasının üzerinden geçen onca yıla rağmen, Türkiye’ye ve Cumhuriyeti’ne düşmanlığını sona erdiremeyen iç ve dış düşmanların Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı her gün kin ve nefretlerini dile getirdiği günler çünkü.

Bugün ”ulusalcıyım” diyenlerin  yok edilmesi için her türlü kirli tezgahın çevrildiği ve açıkça oynanan oyunların dönemi çünkü.

Soruyorum kim biliyor Afyonkarahasar’da başlayan Büyük Taarruzun ruhunu ve önemini.

Kim farkında.

Değil.

Formalite törenlerin dışında  o Kurtuluş Savaşı’nın kazma kürek ile yapılan mücadelesinin m sinden bahsetmek mümkün değil artık.

Herkes kendi kendinde.

Acaba izleniyor muyum?

Çocuğuma bir şey olur mu?

Eşimi de takip ediyorlar mı?

Acaba yarın sıra kimde?

 

Hep dediğimiz “nereden nereye” noktasındayız.

Bugün ülke “telekulakların” cenneti.

Bugün ülke dinleme yarışında sınırların tanınmadığı bir Türkiye.

Bugün  Türkiye, TSK mensuplarına karşı yapılan çok yönlü saldırılara karşı sessiz film izleyenlerin Türkiyesi.

 

Hal böyle olunca, Kocatepe’deki “Ordular Hedefiniz Akdeniz’dir İleri” diyen Eşsiz Önder’in o emrinin içindeki yüreği kim anlar ki.

Merak etmeyin Türkiye’yi bölüyorlar.

Hep birlikte izliyoruz.

Böyle giderse de fazla uzak değil “Atatürk posterleri sökülecek” emrinin gönderilmesi.

Bilin ki, mezardan kalkıp da halay çekecek o kadar çok Cumhuriyet düşmanı var ki.

O kadar çoğaldılar.

Ve ulusalcıları da bir o kadar sindirdiler.

 

Bugün Zafer Bayramı.

Neyin Bayramı.

Türkiye’nin ağır ağır teslimiyete gitmesinin bayramı mı?

 

Çizgi bu.

Fotoğraf bu.

Görüntü bu.

“Atatürk mezarında kalksa bizimle olurdu” sözleriyle Cumhuriyet ve Cumhuriyetin ruhuyla alay edecek kadar fütursuzlaşanlar bile şaşıyorlardır kazandıkları mevzilere.

Kocatepe’den bugüne tepe-mepe kalmadı.

Düşürülmesi gereken son kalelerin finali de 12 Eylül’de.

O kadar yalın ve açık!..