Haber merkezimizin bulunduğu yerin tam karşısında “Hatemoğlu Fabrika Satış Mağazası” var. O istikametten gazeteye geçeceğim ana yolda otomobil yaya geçidinde durdu ki, geçme hakkımı kullanayım. Tam adımımı atacağım anda önümden son sürat bir motosiklet geçti gitti. O anda öyle kalakaldım.
Öyle ardından bakakaldım.
Bir yere, yiyecek götürüyordu o açık açık belliydi.
Motosikletin bagajında bir markanın reklamı vardı çünkü.
İnanın, bana yol vermek için duran otomobil ve arkasında bekleyen otobüstekiler olayı görmenin şaşkınlığı içinde kalakalmışlardı. Bilmiyorum kaç saniye sürdü ardından bakışım da, otomobilin sürücüsü de “ee yol verdik sana ve geç kardeşim” diyen bir davranış içinde de bulunmadı.
Çünkü, tanık olacakları olay canlı bir kazaydı.
Pardon kaza maza değil!
Açıkça bir saldırıdır bunun adı.
Yanında duran otomobilin yanından fırlayıp geçeceksin ve bir kişinin yaralanmasına veya ölümüne neden olacaksın?
Bunun adı kaza olamaz ki!
*
Zonguldak Sergi Odası’nın yayımladığı trafik olayları var. Sergi Odası’nın tespitlerine göre kazaları yapan veya sebep olanlar, benim son anda ezilmekten kurtulduğum olaydaki gibi motosikletliler.
Özellikle de motosikletli kuryeler.
Tabakhane (!) ile ortak çalışan bu motosikletliler trafiği adete felç ediyorlar.
Ambulans, itfaiye ve polis aracı gibi geçiş üstünlülüğüne sahip olduğunu sanan bu motosikletli takımı, hiç olmadık yerde (sağ aynaya bakamadığınız anda) sizi kazanın merkezinde bırakabilir.
Türkiye’de de trafik akışının sağdan olmadığını hiç umursamayıp dikkate almadan zırt-pırt ayak altında dolaşıp trafik kurallarını çiğne alışkanlığını sürdürenler sıkıntı.
Yeni canlı bir örnek; çarşı istikametine gelip eski belediyenin karşısındaki alana park etmek için sağ sinyalini de yakan bir tanıdık, bir anda ne olduğunu şaşırmış. Sağ sinyali yakıp soldaki trafiği tehlikeye düşürmeden park etmeye çalışırken, sağ tarafından geçmeye kalkan bir motosikletliye vurmaz mı?
Vatandaşın rengi mengi kaçtı.
Korktu çünkü.
Olayı görüp koşanlara kendini savunabilmek için “görmedim ki ya. Ben sinyalimi yakıp sağ tarafa park edeceğim ki, bu da nereden çıktı bir anda…”
Dert!
Teselli ettik “Senin suçun yok” falan gibi.
Ama ateş düşeni yakıyor.
Vatandaş o anda yerde yatan motosikletlinin sağlık durumuna mı yansın yoksa başına geleceklere mi?
Gel de çık içinden.
Yani diyeceğim o ki, trafik kuralı diye bir gerçeği kabullenmeyip her türlü ihlallerle diğer sürücülerin ve yayaların can güvenliğini tehlikeye atan motosikletliler büyük problem.
Bu konuda ne yapılabilir bilmiyorum da, en azından paket satış yapan işyerleri müşterilerine 10 dakika sonra teslim diyeceklerine bu zamanı uzatarak hem kuryelerin hem de diğer vatandaşların can güvenliklerini koruma yönünde bir adım atabilirler.
Veya başka önlemler ne olabilir?
Bu sıkıntı dikkatlerden kaçırılmayacak kadar büyük çünkü.