Dün akşam nasıl geçti?

Eğlenebildiniz mi?

Ailece miydiniz?

Ya da bir mekanda döktünüz mü kurtlarınızı?

Siz mi gittiniz dostlarınızın yanına?

Ooooo!

Hadi iyisiniz, iyisiniz!

Bu dünyada işiniz iş bakalım da, öteki dünyada görüşürüz!

Peki, saat tam da 00.00 iken bir dilek tuttunuz mu?

Sahi ne dilediniz?

Aramızda kalacak söz valla kimseye anlatmam!

Para mı?

Mutluluk.

Sevgi.

Sağlık.

Barış.

Harika vallahi.

Ne de güzel şeyler istemişsiniz öyle.

Bakın farkında mısınız, bir Allah’ın kulu kötü bir şey dilemedi.

Hiç kimse çalmaktan söz etmedi.

Savaş isteyene hiç rastlayamadım.

Komşusunun malına göz koyan bile  olmadı.

İş ekmek özgürlüğün dışında yamuk şeyler gündeme gelmedi.

Ne de güzel.

Bunca iyi dilekle karşılanan yeni yılda, niye eski yıllar gibi kötülükler bizi bekliyor?

Sebep?

Bu işte bir yanlışlık var.

Var da nerede?

*

Yeni yıl da tabi ki herkes zengin olmak ister.

Boşuna mı satılıyor onca milli piyango bileti.

Hayal!

Umut!

Beklentiler!

Hepsi de, daha iyi bir yaşam için.

Anne, baba, kardeş, oğul, kız, gelin, torun, yakınlar.

Herkesin iyiliği yönündeki dileklerin tümü gerçek olsa.

Yani:

Hayat bayram olsa!

Ama… Olmuyor ki… Olamıyor ki…

Kan ile beslenenler can alacaklar 2020’de de.

Öldür emri verecekler.

Hırsızlar çalacak.

Magandalar dehşet saçacak.

Trafik canavarı yine iş başında olacak.

Toplumsal huzurun korunması yönünde bir arada olma kültürü delinecek ve kötülük tavan yapacak.

Keşke böyle olmasa mı dediniz?

Dedik de, değişen bir şey yok.

Yani, 2020’de girdi.

Bakalım bu işin sonu ne olacak?