24 Ocak'ı 1980'de tanıdı bizim kuşak.

Süleyman Demirel'in Başbakanlığındaki hükümetin aldığı meşhur kararlar 24 Ocak'taydı. Bu kararların mimarı Turgut Özal 12 Eylül darbesinin ardından da önce başkanlığa ve ardından da cumhurbaşkanı oldu ya!

Sonraki 24 Ocak gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun katledilişiydi. Mumcu'nun aracına konan bombanın patlaması sonucu Kalpaksız Kuvayı Milliyeci susturuldu. Susturdu O'nu karanlık güçler. Mumcu'nun araştırmalarından korkmuşlardı belli ki. O'nun bedenini susturdular ama, düşüncelerin öldüremediler. Aradan 19 yıl geçti ama Uğur Mumcu'nun halen daha dipdiri yaşadığını yapılan törenlerde görüyoruz.

Bir sonraki 24 Ocak ise Diyarbakır Emniyet Müdürü'nün korumalarıyla birlikte şehit düşürülmesiydi. Diyarbakır'da halk ile iç içe olmayı başaran ve gönüllerin sevgili olan Emniyet Müdürü, bölücülerin yaşayıp bilmedikleri sevgiye sıktıkları kurşunla fiziki olarak yok artık. Ama Gaffar Okkan da ölmedi bakınız. Yaşıyor yüreklerde. Hatta bölücülüğün en ağır bedelini ödeyen Diyarbakırlıların da gönlünde.

Yine bir 24 Ocak var arada. O da, meslektaşım can dostum Fikri Cinokur'un doğum günü. Cam Cafe de çay içerek kutladık dün kış ortasındaki yazdan kalan bir günde, Mumcu'yu anma töreninin ardından.

Şimdi bir 24 Ocak daha var. Bu tarih ise Zonguldak'ta ilk kez bir özel kömür ocağında sendikalaşma hareketinin resmen başlatıldığı tarih. Özel ocakta örgütleneceğini açıkça işverene bildiren GMİS'in Kandilli'de Hema yöneticilerini ziyaret edişini bu nedenle tarihe 24 Ocak diye yazmak istiyorum. Evet 24 Ocak 2012 Zonguldak'ta bir milattır.

Bu milat,  özel ocaklarda üretim yapan binlerce madencinin ışığıdır.

Yoludur.

Gerçeğidir.

Genel Maden İşçileri Sedikası'nın bundan böyle Zonguldak'taki tüm özel ocaklarda örgütleneceğinin işaretidir.

Dönem noktasıdır.

Zonguldak yine Uzun Mehmet'in taşkömürünü bulduğu Karadeniz Ereğli'den başlayan örgütlenme hareketi ile ayağa kalkacak ve iş dünyasına da bir düzen gelecektir.

Bundan böyle özel ocaklardaki madencilerin bir sözcüsü vardır.

Sesi vardır.

Örgütü vardır.

O da Genel Maden İşçileri Sendikasıdır.

İşverenlerde bundan böyle örgütlü bir hareket ile muhatap olarak, iş yaşamlarına getirilen düzenle iş barışının daha sağlam temellere oturmasının rahatlığını zamanla öğrenecekler.

Sendikanın öcü olmadığını ve işçi ile aralarındaki karşılıklı anlayış köprüsü olduğunu bileceklerdir.

Sendikalar iş yaşamının regülatörüdür.

Nefes alabildiği tek seçenektir.

Yani sağlıktır.

 

Kandilli'deki bu örgütlenme hareketinden yayılan ışığın tüm Zonguldak'ı aydınlatması, umuttur.

Gelecektir.