Bugün ocak ayın en kara günü.  Her 24 Ocak geldiğinde ülkemin üzerine bir karabulut çöker. 24 Ocak aynı zamanda benim de doğum günüm.  Ama bir türlü doğum günümü kutlayamam. Çünkü 1993’ten sonra her 24 Ocak’ta hiç mutlu ve umutlu olmadım. 19 yıl önce bugün, Türkiye’nin aydınlık, aydınlık olduğu kadar mücadeleci, ustamız ve kendisine özendiğimiz gazeteci-yazar Uğur Mumcu’yu bombalı saldırıda kaybettik.

Aradan tam 19 yıl geçmiş. Hain tuzaklarda bombalı saldırısı sonucu katledilen Uğur Mumcu  cinayeti halen aydınlatılamadı. 10 yıldır iktidarda olan AKP hükümeti ‘’İleri Demokrasi’’ ve  ‘’Faili meçhul cinayetleri ortaya çıkaracağız’’ diyerek, ‘Demokrasicilik’ oynuyor. Madem öyle, gel böyle… Uğur Mumcu cinayetindeki sır perdesi kaldırılsın. Mumcu cinayeti yeniden ele alınsın ve araştırılsın.  

Bugün 24 Ocak, ülkemizin aydınlık yüzü Uğur Mumcu’yu saygı ve minnetle anacağız. Güzel sözcükler söylenecek.  Ama ülkemiz her geçen gün biraz daha dipsiz kuyularda karanlığa gömülüyor. Uyan sunam uyan…

 

24 Ocak 1980  ülke ekonomisi içinde kara bir gün. 20 Cent’e muhtaç hale gelen Türkiye’de o yıllarda ekonomi diye bir şey kalmamış. Hükümetler her gün IMF ve Dünya Bankası’nın kapısında nöbet tutuyor.  24 Ocak Ekonomik kararları işçiler, memurlar, çiftçiler için kısacası tüm çalışanlar için, emekliler, gençler için biraz daha yoksulluk demekti.

24 Ocak Ekonomik kararlarının uygulanması için de ‘sıkı’ bir yönetime ihtiyaç vardı. 12 Eylül Askeri darbesi de 24 Ocak kararlarının uygulanması ve devamı için uluslar arası kuruluşların isteği idi.

Ve biliyoruz ki 12 Eylül’ün özellikle tutuklanan, işkencelere uğrayan, uzun yıllar hapisle cezalandırılan bireyler ile toplumda yaşanan travmaları sürüyor.  12 Eylül’ün bu travmaları, AKP hükümetiyle de  yok ‘’Ergenekon’’, yok  ‘‘Balyoz’’, yok ‘‘Ay Işığı’’, yok ‘’Andı璒 gibi davalarla katmerleşerek devam ediyor.

Bugün 24 Ocak doğum günüm. Uğur Mumcu’nun katledişinin yıldönümü, 24 Ocak 1980 Ekonomik Kararlarının alındığı kara bir gün. Bu nedenlerle doğum günümü kutlayamam.