Yıl 1967. Yaşamımda ikinci kez Zonguldak’a gidiyorum babamla. Daha önce EKİ otobüsleri ile okulca birlikte gittiğimiz Parasız Yatılı Okul sınavının ardından bu ikinci gidişim Zonguldak’a. Zonguldak’ta altında meyhane olan şehir meydanındaki Ayancık Otelinde kaldık. Sabah erkenden uyandırılıp Asma-Baştarla’ya sınava götürüldüm. Sınavın yapılacağı EKİ’nin İnsangücü Eğitim Merkezi’nin önü ana-baba günü. Böyle büyük bir kalabalığı ilk kez gördüğüm için öylesine beynimi çakılmış ki, Zonguldak sözü geçtiğinde hep o sınav gününü hatırlarım.
Sınav sonuçları kısa dalgadan yayın yapan EKİ radyosunda açıklandı günler mi, aylar sonra mı hatırlayamıyorum.
Ama her gün radyonun başında nöbet tutuğumu/tuttuğumuzu çok iyi biliyorum.
60 kişinin kazanacağı sınavda 15. okundu adım radyodan.
Bir sevinç bir sevinç ki…
Kanatsız uçuş böyle bir şey olsa gerek.
EKİ’nin açtığı sınavı kazanmanın haklı günlerce şişkin gezdirdi beni.
Gurur işte.
Sonra… Yine gittik babam ile Zonguldak’a. Okula kayıt yaptırabilmem için tazminat senedi imzalanacakmış… Rakama da 15 bin lira. Şu anki valliliğin karşısındaki notere gittik tazminat mektubunu imzalamak için. .. Tazminat mektubu için kefil de gerek ha! Öyle hikayeden iş değil. O tarihte Üstün Turizm şoförlerinden Başveren Cumalı Çepel Hasan geldi notere babamın daveti üzerine. Hiç unutmuyorum babamın elleri senedi imzalarken titriyordu. Babam korkuyordu benim sınıfta kalırım veya okulda atılırım diye.
Ve 1968’nın 4 Ocak tarihinde başladı kursumuz. 2 yıl yatılı okuyacağız ve yıl da sadece 15 gün tatilimiz var. O yıllarda cumartesi günleri öğleden sonra tatildi. Haftalık 1.5 günlük tatilimizde, Kandilli’deki evimize gelip gitmek zaman olarak da çok zordu. Çünkü Ereğli-Zonguldak arası 3.5 saat sürüyordu.
İşte 2 yıllık kurs dönemimde tanıdım Zonguldak’ı.
Yollarını, sinemalarını, gezinti yerlerini, demiryollarını. Pazar günleri Asma’dan demiryolundan yaya olarak Kozlu’ya gider gelirdik arkadaşlarla. Çünkü Kozlu’daki Saray sineması bir bilete 4 film izlettiriyordu.
Valiliğin bulunduğu alanda mini golf sahası vardı ve hemen yanındaki çay bahçesinde de hafta sonlarında Şemsa Tanışman sahneye çıkıp türküler söylüyordu.
Zonguldak o yıllarda da futbol hastasıydı.
Şu anki stadın çevresi yerleşim olarak boştu ve genellikle çalılık vardı. Şu anki hastanenin o sırtlar maça bilet alamayan (bizim gibi) beleşçi futbol seyircileri ile doldurulur, var ise binaların da balkonları her maçta futbol sevdalısı komşulara ayrılırdı.
Evet yaşamımda en önemli renk olarak kırmızı ve lacivertin yeşerdiği yıllardır o iki yıl. EKİ’nin müesseselerinin tüm bölgelerinde o renk vardı. Kömürspor kırmızı ve lacivertti. Ki bizler, EKİ’de babaları çalışan ve lojmanda oturma şansı bulanlar aşıktık kırmızı ve lacivertte.
Karşı tribün kırmızı…
Lacivertttt !
Kırmızıııı !
Tribün coşkularıyla da beynimize yerleşen bu renkler bizim aslımız.
Kimliğimiz.
Yüreğimiz.
Siz bakmayın şu anda başka takımların sevdalısı olduğumuza.
Konu Zonguldak ise renklerimiz kırmızıdır, laciverttir.
Elbette aramızdan yediği ekmeği inkar ederek çatlak sesler çıkabilir.
Takmayın siz bu istisnalara.
Adı üstünde istisnadan öteye gidemezler ya…
Zonguldak eski yıllarına doğru bir dönüş sinyali verdi. Kendi sahasında maçı olduğunda tüm ilçelerden seyirci gidiyor Zonguldak’a.
Bu nasıl sevda.
Nasıl özlem.
Nasıl aşk !
Zonguldak stadının çevresi şenlendi.
Zonguldaksporluluk bilincini kanıtlamak için özçekim fotoğrafları süslüyor sosyal paylaşım sitelerini.
Kırmızı-lacivert renkli kaşkollar boyunlarda.
Formalı olabilmek ayrı bir özellik zaten.
Hey Zonguldakspor hey.
Yine gümbür gümbür geliyorsun.
Gelişin taraftarından.
O büyük taraftar tüm dengeleri de alt üst ederek geliyorsun.
Çünkü…
Bugün için Türkiye’nin en büyük taraftarı Zonguldak’ta.
Bu palavra değil.
Gerçeğin ta kendisi.
Hem de belgeli.
Açın Özgür Ansiklopedi Vikipedi’yi ve okuyun şu yazıyı:
“Zonguldakspor'un taraftar topluluğunu Genç Zonguldaklılar,KömürKentliler ve Ultras Elmas adlı grup oluşturmaktadır. Takım iç sahada ortalama 15 bine yakın seyircisiyle oynamaktadır ve 2014-2015 sezonu onuncu haftasında Süper Lig takımlarının taraftar ortalaması 8 bin 500 civarındayken, bu sayı Zonguldak Kömürspor'da 9 bin 562 dir.” http://tr.wikipedia.org/wiki/Zonguldak_K%C3%B6m%C3%BCrspor
Evet bundan böyle her yer kırmızı ve lacivert.
Kömür kentinde, emeğin başkentinde bu renkler şarkı söylüyor.
Bir kara, iki kara, üç kara, dört kara, geliyoruz taraftarımızla…