Ah ah ah…

Biz eskiden neydik be!..

Ne çok iş yapardık.

İşe de yarardık.

Şimdi öyle mi.

Şimdi artist olduk topluca.

Televizyon dizilerindeki kahramanların yerine kendimizi koyduğumuz günden bu yana iki yakamız bir araya gelmedi.

Her tarafımız numara.

 

Zonguldak Emeğin Başkenti ünvanını Şemsi Denizer ve madencilerin onurlu direnişi ile hak ederek aldı.

Nerede kaldı oh o günler.

Madenciliğin yüreksi sesi de sustu kaldı son yıllarda.

Sendikal hareket kendi kendini tüketti özerkleştirmeyi savunmayı unutalı.

Sat kurtul.

Veya babalar gibi peşkeş çek öne çıktı çünkü.

O gün bugün Emeğin başkenti de kan kaybetmeye başladı.

Bakar mısınız lütfen Zonguldak merkezden önce iş-ekmek-özgürlük diyen Kdz. Ereğli de bile işçi ücretleri indiriliyor.

Zonguldak’ta binlerce insan rödevanslı sahalarda sendikasız çalışıyor.

Nereden nereye?

Kim derdi Zonguldak bu şekilde hızlı bir çöküş yaşayacak.

 

Ah ah ah.

Ne günlerdi o günler.

Denizer’in “canlarım” dediğinde zıpkın gibi çelikleşen işçiler nerede şimdi?

 

Neyse takıldım yine plak gibi.

 

Benim asıl söyleyeceğim ne biliyor musunuz?

Eskiden Zonguldak’ın ciğerini ölçerlerdi.

Nedir ne değildir.

Su almış mı?

Piyasa ne alemde?

Fiyatlar dikine mi yanına mı gidiyor?

Sorar soruşturur ve elde ettikleri bilgileri paylaşırlardı kamuoyuyla.

O iş şimdi bitti.

Şimdi yan gelmek iyi geliyor herhalde.

Her şeye rağmen bir tek Genel Maden İşçileri Sendikası var ki, yine her ay bir piyasa araştırmasını sunuyor bizlere.

İyi ki var.

Öğreniyoruz durumlar ne alemde.

GMİS olmasa haberimiz olmayacak çarşı pazardan.

 

Çok eskilerden TSO’lar da böyle araştırmalar yapardı.

TSO’lar şimdi üye aidatlarını nasıl yemeklerde har vurup harman savururum telaşına düştüğünden bu yana, böyle ciddi araştırmalarla uğraşacak kimseleri kalmadı herhalde.

Ekonominin dinamiklerini ölçüp biçerek bizlere aktarması gereken TSO’ların şu araştırmalara yeniden yönelmeleri işi bir parça da olsa ciddiye aldıklarının en güzel göstergesi olacak.

Yetmez elbette.

Sadece merkez ve ilçeleri değil, Türkiye İstatistik Kurumu’nun da araştırmalarına ulaşılmalı ve bölgenin geçmişten bu yana ekonomisinin nasıl bir seyir izlediği ortaya konulmalı.

Yapılacak çok iş var.

 

Kdz. Ereğli’ye 15-20 yıl kaybettirmiş olan Ereğli TSO’nun yeniden yapılanma sürecinde, Ereğli’ye ve Zonguldak’a Ankara’dan veya İstanbul’dan bakabilen en az iki tane uzmanın kazandırılmasıyla büyük hizmet hareketinin başlatılabileceğini anlatıyorum meclis üyelerine.

Heyecan var.

Sanıyorum iyi niyetliler de.

Peki gerisi?

Bakış açısında saklı her şey.

Büyük düşünmek için küçük objektiften ufuk görülmez ki.

Ki, her konunun profesyonelleştiği bir ortamda bir şeyleri yeniden keşfetmeye kalkmak da akılcı olmayan bir yol ve yöntemdir.

Kalkınma Bankası orada.

Bir de Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu.

Bu iki konuda uzman bulup da TSO’ya kazandırmak demek, Kdz. Ereğli’nin yeniden prestij kazanmasını sağlar.

KOSGEP gibi avantajların kullanılması, AB fonları için proje üretilmesi uzman ile başarılır.

Herkes kendi işini yapacak.

 

Ah ah ah.

Zonguldak nereden nereye geldi.

Hep veren ve vermeye devam eden Zonguldak’ın, verdiğinin karşılığını alacağı ve bu ortamların sağlanacağı yolun da akıldan geçtiğini bilecek yönetenlerin sayısının çoğalması belki şu an çektiğimiz “Ah”ları bize unutturacak.