AKP’nin eski il başkanlarından Sayın Celil Uzun Zonguldak’ta ziyaret ettiği Karaelmas Gazeteciler Derneği’nde 2000 yılında termik santrale karşı olmadıkları arasında saydığı isimlere benim adımı da eklemiş.

İyi de etmiş.

Bölgemize termik santral kurma ısrarı devam eden Hema’nın, termik santrale karşı çıkanların eski yazılarını araştırarak bir dosya yaptığını ve bu dosyayı basın dahil olmak üzere bir çok yere dağıttığını biliyorum.

Dosya bize gönderilmedi ama olaydan ve amaçtan elbette haberim var.

O dosyada, Kandilli’nin göç veren belde olmaktan kurtarılması için düşüncelerimi ortaya koyan bir yazımın içindeki tek bir cümleyi öne çıkararak “eskiden termik santrale karşı değildi” diye iddia eden Celil Uzun’u ve dolayısıyla kamuoyunu da bir kez daha bilgilendireyim.

 

*1998 yılında Hazine Müsteşarlığı’nın hazırladığı “performans kriterleri” raporunda TTK’nın Amasra ve Armutçuk ocaklarının kapatılması, Üzülmez, Kozlu ve Karadon’un da küçültülmesi kararını gündeme biz taşıdık. “İpimizi çekmişler bile” başlıklı bu haberimiz  sonrasında GMİS “ihanetin belgesi” diye nitelendirdiği performans kriterleri raporuyla ilgili kurultay düzenledi. Haberimizin ardından Zonguldak’ın tek gündemi performans kriterleri raporuydu ve tüm Zonguldak bu rapora tepki gösterdi. GMİS’in kurultayında da dönemin iktidarını temsil eden Zeki Çakan’da Mesut Yılmaz ile görüşerek bu raporun uygulanmayacağını açıklamak  zorunda kaldı.

 

*TTK üzerinde oynanan oyunları açığa çıkartan bu belgeli haberimiz ile Türkiye’de ilk kez Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Konrad Adenauer Vakfı’nın işbirliği ile düzenlenen “Yerel Basın Ödülleri-1998 Yarışması”nda birincilik kazandık.

 

*TTK’nın kapatılmasına dönük baskıların yoğunlaştığı dönemde, doğup büyüdüğüm Kandilli’deki TTK Armutçuk Müessesesi’nin kapatılmaması için bir çok düşünce ortaya atmış ve o dönem TTK’nın kömür satışına katkı vermesi açısından ve yine TTK tarafından kurulmak istenen termik santrali de çözüm önerilerimin arasına katmıştım.

 

*O tarihteki koşullar içinde TTK’nın kapatılmasına dönük uygulamalara karşı duruşumuz açık ve nettir. Yıllardan bu yana da değişen hiçbir şey olmamıştır. Zonguldak ve bölgeyi var eden ve sanayileşme varlığını geliştirerek sürdürmesine katkı veren TTK üzerindeki oynanan oyunlara karşı da, hep duyarlı olduğumuzun belgeleri arşivimizdedir. Arşivimiz her konuda herkese de açıktır.  

 

*Termik santral konusu dönemin TTK yöneticileri tarafından ortaya atılmıştır. Projeyi de TTK hazırlamıştır. O dönemde TTK’lı yöneticilerin verdikleri bilgi ile yetinilince de, termik santrallerin çevreye ve insana verdiği zarar gözden çıkarılmıştır.

 

AKP’li Celil Uzun’un da bugün bizim gibi termik santrale karşı olduğunu söylemesi sevindiricidir. Bugün bölgeyi yok edecek termik santrali kurmak için çırpınan AKP’lilere de “yanlış yapıyorsunuz” uyarısıdır. Sevindirici yanıtı budur.

 

2000 yılında yaşanan o koşullar içinde Celil Uzun olayların neresindeydi, ne düşünürde veya nasıl davranırdı bilemem. Ben düşündüğümü yazarak ortaya koymuşum ki;  bugün de Celil Uzun Hema’nın hazırladığı dosyadan elde ettiği bilgi ile “Eyüp Bektaş’ta termik santrale karşı değildi” diyor.

Ne güzel.

Şimdi ben konuyla ilgili açıklamamı yaptım.

Sıra Celil Uzun’da.

O iddia ettiği yazımın tamamını lütfen basına dağıtsın.

Veya yazılarımı.

Bunu yapmalı.

Bir iddia ortaya attı ve ben o iddiayı yalanlamayarak, gerekçelerini o günün koşullarına vurgu yapıp anlattım.

Ama ortada yazı yok.

İddiayı ortaya atan Celil Uzun.

Şimdi yapması gereken; atıfta bulunduğu yazı veya yazılarımı açıklamak zorunda.

Çünkü; o belgeleri açıkladığında film kopacak.

Belki “yalan!” diyebilme fırsatını bulacağım.

Nasıl mı?

Celil Uzun yüreği yetiyorsa hele o yazı veya yazılarımın tamamının belgelerini bir ortaya çıkarsın da görelim.

Bekliyorum Celil Bey!

Bu konudaki ısrarımı  sürdüreceğimi de iyi bilin lütfen…

 

Evet o tarihte termik santrali TTK’nın kurtuluşu için çözüm seçenekleri arasında gösterdim.

Bugün ise termik santrallere kesinlikle karşıyım.

Hatta bu konuda her kim ısrarcı oluyor ise de Zonguldak’ın dostu olmadığını da söylüyorum ve söylemeye de devam edeceğim.