Referandum çalışmalarını sürdüren eski Meclis Başkanı Köksal Toptan geçtiğimiz Cuma günü Alaplı Ak parti İlçe binasında basın mensuplarının soruların cevapladı.
Benimde bulunduğum toplantıda iki sorum oldu.
Sayın Toptan'a sorduğum iki sorudan bir tanesi Anayasa değişikliği için yapılacak olan referandumda yüzde kaç evet oyu bekliyorsunuz oldu.
Başbakan Recep Tayyib Erdoğan'ın referandum oylamasında yüzde sınırı olmaz dese de Köksal Toptan'ın soruya verdiği cevap net oldu.
Referandum oylamasında yüzde 55-60 oranında evet oyu çıkacağını söyleyen Toptan'ın tahmini tutar mı bilinmez ama genelde yapılan anketlerde referandum oylamasında yüzde 50 ile 60 oranında evet çıkacağını gösteriyor.
Yüzde 55 oranında evet oyunun çıkması bile hiç kimseye sürpriz olmaz diye düşünüyorum. Başbakanın, hitap ettiği vatandaşlara referandumda evet oyu için eğitimden sağlığa, atamalardan grev hakkına neler sağlanacağını anlatıp kendisini dinleyenlerin kapı kapı dolaşmalarını, dinlediklerini yaymalarını istiyor.
Ak Parti Teşkilatlarında da bu çalışmaları göze çarpıyor. Yurdun dört bir tarafında, Ak Partililer kapı kapı-semt semt, kahvehane dernek dolaşıyorlar. Mahalle komiteleri eğitim toplantıları yapıyor.
Muazzam bir faaliyet var...
İktidarın bu çalışma potansiyelini muhalefette görmek mümkün değil.
Bu çalışmanın sonucunda EVET oyu oranı 55-60 oranında olması içten bile değil.
Toptan'a yönelttiğim bir diğer sorum ise.
Önümüzdeki genel seçimlerde tekrar milletvekili adayı olmayı düşünüyor musunuz oldu.
Sayın Toptan'ın bu soruya karşılık yanıtı kısa ve öz olsa da verdiği cevabın içinde çıkarılacak sonuçlarda çoktu.
Toptan'ın, genel seçimlere daha var demesi ve ardından bu işi gençler yapsın. Onlar çalışsın cevabın vermesi Toptan'ın 2011'de yapılacak genel seçimde aday olmayacağını bir göstergesi olsa gerek.
1977 yılında Adalet Partisi Zonguldak Milletvekilliği seçilmesiyle başlayan siyasi hayatına artık 2011 genel seçimler öncesinde son vermesi gerektiğini düşünenlerden biriyim.
Koca 32 yıllık siyasi yaşamında Türkiye Büyük Millet Meclis Başkanlığı, Kültür Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Meclis Adalet Komisyonu Başkanlığı yapmış bir siyasetçi olarak parlak bir siyaset geçmişi olan biri.
Yorgun bir siyasetçi olarak kendisini de dediği gibi bu işi artık gençlere bırakması gerek.
En azından bende kendisi gibi düşünüyorum.

KÜÇÜK BEYİNLİ
İnsanları kategorilere ayırmak gibi bir âdetim hiç yoktur ve olamaz da. Çünkü benim düşüncelerime kesinlikle uymaz.
Her insan dünyaya gözlerini açtığı andan itibaren sayılmaya sevilmeye layıktır. O insanlar büyümeyle birlikte toplum tarafından yönlendirilmekte dolayısıyla karakterleri oluşmaktadır.
Bunların içinden küçük beyinli insanlarda çıkabilmektedir. Bu küçük beyinli insanlar, yalnız kendi çıkarlarını, avantalarını düşünürler. Gözleri hep çevreyi kollamakla geçer, menfaatleri doğrultusunda hareketlenirler. Yeter ki menfaatleşebilecekleri bir şeyler olsun. Çevrenizde bu tip insanlarla her zaman karşılaşmanız mümkündür. Çarşıda, pazarda, işyerinizde, ikinci el araç satışlarında, apartmanınızda, sitenizde görebilirsiniz, daha doğrusu onlar size kendilerini bir şekilde gösterirler. Aynı zamanda bu tip insanlar akıllı olduklarını düşünürler, karşılarına onlardan daha akıllı insanların çıkması işlerini bozabilir, o nedenle zor durumda kalabilirler. Anında başka taktiklere başvurabilirler
Çünkü bu tip insanlarda insan sevgisi ve saygısı yoktur. Onlar için yalnızca ben ve menfaat egosu geçerlidir. Küçük hesapların, küçük insanlarıdırlar.

Yüksek makamlar yüksek tepeler gibidir, koşarak çıkanlar nefes darlığı hisseder. (Cenap Sehabettin)