Gün geçmiyor ki ŞEHİT haberleri, üzüntü olmasın.. Ama “nerede hata yapıyoruz” veya “yaptık” diye sormuyoruz..
Şehit cenazelerinde slogan atmak, bayrak asmak, arabalara siyah şerit takmak onlara olan görevimizi yapmaya yetiyor mu?...
Hele cenaze namazında “hakkınızı helal ediyor musunuz” diye sorulması insanı çileden çıkarıyor. Asıl ŞEHİT BİZE HAKKINI HELAL EDİYOR MU??.. Sorgulayıp nedenlerine inmediğimiz sürece daha çok şehit göreceğiz.
Bu savaş neden başladı?.. Kim başlattı, bizim oralarda ne işimiz var?.
Kimler bu ülkede 95 bin Cami varken Emevi Camide namaz kılmaya kalktı?... İki ayyaşın!.. Ülkedeki Camileri kapattığı için namaz kılacak Cami bulamadıklarından mı?.. sormadan edemiyoruz.
Bunca yıl 95 bin cami yapılmamış gibi, gizli gizli ibadet mi ediyorlardı?.. Şimdi Suriye Devlet Başkanı Esad’da camiye girişte diploma sorduruyormuş..
Madem Suriye’nin bütünlüğünü istiyoruz, niye girdik ve Suriye ile neden savaştayız?!..
Atatürk, tek kurşun atmadan ve şehit vermeden Hatay’ı aldı. Bugün 18 Ada’yı tek kurşun attırmadan Yunanistan’a teslim ettik!.. Böyle bir şeyin sonucunda, A.B.D.’de yasalar devreye girip, sorumlular en ağır cezayı alır..
Japonya’da sorumlusu, harakiri yapar. Çin’de tek kurşunla idam edilir. Rusya’da Sayın PUTİN’in ne yapacağını düşünmek bile istemiyorum!..
Bizde ise hiçbir şey olmamış gibi yaşam devam eder. Sorumlular taltif edilir, madalyalar verilir, uygunsa ödül tarzı bir yurt dışı görevi ile gözden uzaklaştırılır.. Ve olaylar soğumaya bırakılır..
Kendimize soralım; bugün kaç şehidin adını hatırlıyoruz, onlara ne önem veriyoruz?.. Ailelerine 382 TL şehit aylığı, Suriyelilere ise 1500 TL aylık ve her türlü bedava sağlık gideri, Üniversitelere sınavsız giriş verip, masraflarını da karşılayarak görevimizi yaptığımızı düşünüyoruz.
Şehit babasına kara lastik alıyor, bir de utanmadan fotoğraf çektiriyoruz. Şehit aileleri sıvasız, çatısız evlerde yaşam savaşı verirken Suriyelilere Toki’den apartman dairesi veriyoruz.
Nedense yoksulların fıtratında ölüm, Şehit olmak varken birilerinin fıtratında zengin olmak var.. Öyle ki paraları koyacak yer bulamayıp ayakkabı kutularında istifliyorlar.. “Bu benim param değil, polis buraya koydu” deyip sonra da inkar ettikleri paranın üzerine yatıyorlar..
Halkın şehitleri artarken birilerinin banka hesapları, şirketleri, gemileri artıyor.
Şehitlerin; atılan slogan, asılan bayrak, siyah şerit’ten ibaret olmadığını, bizim sorumluluğumuz olduğunu görmediğimiz ve “NEDEN” diye sorgulamadığımız müddetçe daha çok Şehit haberi/Ölüm göreceğiz!..