Zamanın TRT’sinde izlemiştik.
Adına Toplu İğne Beste Yarışması demişlerdi
Kimler yoktu ki. Sanki hepsini tanıyorduk da arkadaş, kardeş, abi, abla gibiydik.
Zaten o günlerde çok samimiydik, birlikte sevgiyle saygıyla iç içeydik.
Sizden bizden ayrımı kimsenin aklının ucundan bile geçmezdi,
Bu günleri tahmin etmiş gibi. 70 li yıllarda yazıp söylemişti Atilla Atasoy
Sen söyle ev sevgili
Şimdi nerde o hayat, o güzel günler nerde.
Söyle şimdi nasıl, iyi mi kötü mü haberler…
Yerel seçimler kapıya dayandı ya, adayları haberlerden öğreniyoruz, tanıyoruz, aydınlanıyoruz!
Haliyle gözler en çok üç büyük şehrin adayları üzerinde.
Bizler, biraz şaşkınlıkla, çokça da hayretle, adayları tanımaya çalışırken partiler, adaylarımızı nokta atışıyla, liyakatle, ince eleyip sık dokuyarak seçtik! diyor.
Mesela!
Bu seçimler genel seçimler değil, yerel seçimler olduğu için partisinin amblemini kullanmadığını? Şehrin yemesine içmesine, gece yaşantısına da karışmayacağını, İzmir’in Müftülüğü ’ne değil Belediye başkanlığına aday olduğunu açıkladığında.
Vatandaş, bu bilge kişiden! şehrin sosyal yaşamının Müftülük tarafından denetlediğini de öğrenmiş oldu.
Veya,
Yerli ve milli diye tanıtılan bir başka Büyükşehir Başkan adayının İstiklal Marşının sözlerini bilememesini.
Ülkenin en büyük şehrine başkan adayı olarak ilan edilenin, bu şehir hakkında en ufak bir bilgisinin olmamasını, garipsenmiyor normal karşılıyoruz.
Aynı aday yeni bir metro projesi vaat ederken, karşı taraftan biz o metronun açılışını yapıyoruz, buyurun davetlimiz olun cevabını aldığında, ya da şehrin ilçeleri diye bir mevzu açılsa söze Haymana’dan başlayacak gibi olmasına liyakat ve tecrübe nedeniyle hiç şaşırmıyoruz!
Bu seçimlerde, 32 kısım tekmili birden her şey mevcut.
Haberler, sağanak yağmur örneği aralıksız yağıyor.
Kasabada da iki aday arasında geçeceği tahmin edilen seçim yarışında son düzlüğüne girildi.
Kasabanın Ankara’ya gönderdiği iki vekili var.
Birisi vekilliğinin yanında kasabanın Belediye Başkanlığını da üstlenecek gibi. Acar, cevval yerinde duramıyor.
Belediye Başkan adayını ikinci plana atıyor, kendisini feda ediyor. Nasıl ki Yeni Türkiye denilerek eskisi yok kabul ediliyorsa, bu vekil de kasaba adına benden öncesi benden sonrası diye iddialı kesin net tespitlerde bulunuyor.
Diğer aday bildiğiniz gibi.
Kendi vekili dahil kimse gölge etmesin, kasabalıyla da arama girmesinler diyerek kendinden emin, herkesle el ele kol kola seçim gününü bekliyor.
Bu rahat tavır karşı tarafı çok rahatsız ediyor. Kızıyorlar sinirleniyorlar Seksen yaşına geldin diyorlar. 25 yılda ne yaptın ki diyorlar.
Hızlarını alamıyorlar.
Kömürü de biz bulduk, kasabaya fabrikayı da biz kurduk demelerine az kaldı.
Sonuçta.
Adaylardan birisi rahat, diğeri ortalarda olmadığından hakkında pek bir şey bilmiyoruz.
Vekil ise biraz gergin.
Israrla ve inatla yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır diyor.
Kasaba 2004 yılında, yeni Türkiye başlarken sosyo ekonomik gelişmişlik sıralamasında 32. sıradaymış, şimdi 199. sıraya yuvarlanmış.
Bunu duyan Rektör de katkımızı eksik etmeyeceğiz! benzeri bir şeyler demiş.
Bu haberi okuyan kasabalı da soruyor, bilmek öğrenmek istiyor.
20-25 yılda kasabayı bu hale kim getirdi?
Nuri ÖZTÜRK / İzmir