GÜÇBİRLİĞİ
Eyüp BEKTAŞ
Yerel seçimlerde tüm gözler Ankara ve İstanbul?da. Kemal Kılıçdaroğlu?nun getirdiği hava ile İstanbul?u kazanmaya çalışan CHP?nin mücadelesi, diğer partileri öyle çok ilgilendirmiyor. Çünkü, AKP?nin adayı Kadir Topbaş?a gıcık olan sayısı az. İstarbul?da Topbaş?ın kazanması AKP?nin dışındaki partileri öyle çok üzecek gibi gözükmüyor. Ama konu Ankara ve İ.Melih Gökçek olduğunda ise iş değişiyor. Ankara?da Gökçek?in kaybetmesini isteyen o kadar çok vatandaş var ki. Bir çok AKP?li bile Gökçek?ten kurtulmak için oylarını başka partilere vermenin kararlılığında olduklarını son yayımlanan anketlerde ortaya koyuyorlar. Okuyup öğrendiklerimize göre de son gün Gökçek?e karşı hangi aday güçlü ise, o partiye oylarını vermeye hazır binlerce Ankaralı hava koklamaya çalışıyor.
Amaç tek: Gökçek gitmeli.
Ankaralılar bu konuda duyarlı.
Hassas.
Bu arada sol ise güçlü adaylarda oylarını toplamak için aklını ve mantığını kullanıyor.
Ülkenin önemli yazarları, Eskişehir ve Ordu?da DSP?nin adayının kazanması gerektiğinin altına özellikle çizerken, ?bölücülük AKP?ye yarar? vurgusunda bulunuyorlar.
CHP?nin güçlü olduğu yerlerde oylar CHP?ye, DSP?nin güçlü olduğu yerlerde ise oylar DSP?ye.
Yani: hedef AKP?nin seçimleri kaybetmesi için sol da işbirliği.
Hatta sadece sol değil, Bülent Ecevit?in yaşama veda etmeden önceki vasiyeti gibi sağda ve solda işbirliği yapılarak AKP?ye karşı ortak mücadele verilmesi yönündeki duyarlı yaklaşımları da görüyoruz.
Sağduyu ölmemiş demek ki.
Sağda ve soldaki işbirliği, ?ben oyların yüzde 47?sini aldım ve istediğimi yaparım? anlayışı ile demokrasinin çoğunluğun veya azınlığın baskı rejimi olmadığını vurgulama anlamındaki önemini öne çıkarıyor. Böyle bir heyecan ve sandıktaki birleşme; ülkemizin demokrasisine gelebilecek bir çok tehlikeyi de bugünden önleyecektir.
Ecevit?in öngörüsü solcular açısından hedef olmalıdır.
29 Mart bu konuda bir sınav günüdür.
Ecevit?in sözleri asla unutulmamalıdır.
Gün, Ahmet-Mehmet meselesi olmaktan çıkarılarak, AKP siyasal iktidarına karşı güçbirliği yaparak, demokrasiyi koruma ve kollama duyarlılığını ortaya koyabilme günüdür çünkü.
Oyları bölmek demek, AKP?nin ekmeğine sürülmüş yağ demektir.
Toplumun, sadaka kültürünü alışkanlık yaparak ?alma ağacının? gölgesine itilmesine karşı direncini ortaya koyması da, çoğunluğun devletin kaynaklarını siyasal çıkar için kullanmasının önüne geçecektir.
Fakir ve fukarayı iş ve aş sahibi yapmayan siyasal iktidarlar, bu ülkenin üreten bir toplum olmasını asla istemeyerek, yardım dağıtarak toplumu dilencileştirmektedirler.
Yardım elbette yapılmalıdır.
Ama yardım yapılırken de, yardımı alışkanlık değil geçici bir çözüm olarak görerek fakir ve fukaranın çalışıp, ekmek parasını böylelikle kazanma onuruna kavuşturulmalıdır.
Bugün ülkemizde yardımın boyutları sınırları yıkmıştır.
Dağıtılmayacak yardım yoktur.
Ki bunun en somut örneklerinden birini de Milletvekili Kamer Genç ortaya koymuştur.
İktidara seslenirken, ?peki bekar erkeklere ne vereceksin?? diye sormuştur.
AKP dışındaki güçlerin, oy kullandıkları bölgelerde oylarını en güçlü adayda birleştirmeleri, ?oyları bölmesi için cebine para konulmuş adayların da? hesabını bozacaktır.
Emeğin başkentinde; bu oyunların tutmayacağı ve Laik Türkiye Cumhuriyeti?ni koruma ve kollama duyarlılığının çok önde tutulduğu kanıtlanmalıdır.
Süreç bu noktaya gitmektedir.
Başka Türkiye yok.
Başka Zonguldak?ta ve başka Ereğli?de?
Yorumlar