Eski değil eskimeyen dostlarımdan ve meslektaşım Ali Suat Eser rahatsızlanmış yine. Yıllardır teklemeye alışkın kalbinin ritminde bozukluk olunca, evinin yanına taşınan Devlet Hastanesi’ne kaldırmış komşuları.
Yoğun bakımda kaldı bir süre ve sonra servise çıkarıldı.
Rahatladım.
Servis demek tehlikeden bir parça da olsa uzaklaştı demek çünkü.
Oh be!
Suat’ın sağlık haberini aldığım saatte telefonum çaldı sabah kahvaltısının tam ortasında.
Bu kez arayan Nacet Akpınar.
Eskilerin deyimiyle “Kancı Nacet”.
Nacet’in deyimiyle ise “Vatandaş Nacet”.
Aradığında korktum.
Öyle ya, sabah sabah ne oldu ki?
Acil bir durum olmasa aramaz.
Kibardır çünkü.
Polemiklerin içinde yer almaz ki.
İlçemizde bir çok kan bağış kampanyaları düzenleyen ve yardım kampanyalarında maddi manevi hep en önde koşan Nacet’in sesi çok bitkindi telin öteki ucunda.
Biliyorum kanser tedavisi görüyor.
Zor bu işler zor.
Hani bir söz var “yaşamayan bilmez” diye.
Ben de bilemezdim ta ki, 1979’da yaşama veda eden ağabeyim Durmuş’un Ankara’daki tedavileri sırasında refakatçi olduğumda öğrenmiştim.
Çeken acı çekiyor.
Konuşmak istediğini söyledi Nacet.
Konuyu sorduğumda ‘çok’ dedi.
Gittim/gittik ve konuştuk.
Oğlu İnşaat, kızı da mimarlıkta okuyor İstanbul da. Çocuk okutmak kolay mı bir emekli maaşı ile.
Sohbetimiz epey sürdü.
En azından konuşarak rahatladı bir parça.
**
Güne böyle başladım.
Suat’ın rahatsızlığını söyledim Nacet’e.
O da sordu değer verip değerli bulduklarını.
Arayıp soranı yokmuş artık.
Hastalık olunca uzaklaşıyor mu insanlar ne?
Hey gidi Nacet hey.
Adına kitaplar yazılacak Nacet, evinde eşi ile başbaşa hastalığı ile mücadele ederken, arada gidip uğrayıp bir hal hatır sormalı kendisine.
Buradan duyuruyorum dostlarına ve O’nun dost bildiklerine.
Gidin!
Nacet’in bir bardak çayını için.
Ben de gidenlerden değildim.
Telefonu ile uyandım.
İyi ki gittim.
İyi ki dinledim.
İyi ki iki yudum da olsa nefes almasını sağladım.
Eski değil, tüm eskimeyen dostluklara selam olsun.
**
sonbahar olsam
yağmurlar yağsa
çalı dibine saklansam
mantar olsam
mantar olsam
mantar olsam....
arar bulur muydun beni!...
tayyibe atay