Rakamla 1000, yazıyla bin!

Evet bugün 1000…

Bin gündür gazeteci-yazar Mustafa Balbay tutuklu olarak Silivri Cezaevinde yatıyor.

İleri demokrasiye (!) sahip Türkiye'deki basın özgürlüğü işte bu.

Bir gazeteci tutuklu olarak cezaevinde tutuluyor.

Yargılanması devam ediyor ama tutuklu.

Mahkum da olmamış ama tutuklu.

Çünkü o bir gazeteci.

Ve tutuklu olduğu ülkede de çok çok ileri mi ileri demokrasi var.

Bu nedenle tutuklu.

Bu nedenle tutsak.

 

Gazetecinin evinde belge olmaz mı?

Gazeteci araştırmalarının kayıtlarını tutmaz mı?

Gazeteci uç noktalarda olsa bile notlar tutmaz mı?
Gazeteci her kim olur ise olsun haber akışını sağlayacak kişilerin telefonlarını tutmaz mı, görüşmez mi?

Gazeteci yazdıkları yazılar ve görüşlerini savunmaz mı?

Eğer ki bunları yapamayacak veya bunları yapmak suç sayılacak ise o iş gazetecilik olur mu?

Hani gazeteciye haber kaynakları sorulmazdı?

 

Evet burası Türkiye.

Buradaki  demokrasi çok büyük zenginlikler (!) içerdiği için Mustafa Balbay 1000 günden bu yana tutuklu.

Uluslar arası basın kuruluşları bile bu susturma amaçlı uygulamayı ne kadar çok eleştirir ise eleştirsin, büyük ve ileri demokrasimiz tutukluluktan yana.

O tutuklu bu tutuklu.

Tuncay Özkan tutuklu.

Derin devleti yazıp çizen Soner Yalçın tutuklu.

Ahmet Şık ile Nedim Şener'de tutuklu.

Sayısı 60'ı geçen gazeteciler tutuklu.

Yazarlar tutuklu.

Mahkum da olmasalar ile, yargı sürecinin ucu çok açık da olsa da böyle gider ise ömür boyu tutukludur ışık dolu yazar çizer kadrosu.

Gazeteci Balbay cezaevinde iken milletvekili seçilse de tutuklu.

Binlerce kez ne şeriat ne darbe tam bağımsız Türkiye diye yazıp çizseler bile tutukludurlar Türkiye'deki gazeteciler.

Yıllar yıllar yıllar.

İşte bugün; bin gün oldu Mustafa Balbay tutuklanalı.

Bin koca gün.

Bir ömür.

Bir işkence.

Bir dram.

Ve acı…

Bin günün 276 gününü de tek başına bir hücrede geçiren Mustafa Balbay'a yapılan baskı ve sindirme operasyonunu yüreğinde hissetmeyen gazeteci olur mu?

Üzülmez mi gazeteciler bu duruma.

Derviş misali sırayla birine sıra geldiğinde yüreği burkulmaz mı?

Hani basın özgürlüğü vardı bu ülkede?

Hani yargı sürecinde uzun tutukluluk halleri haksızlıktı?

Hani?

 

**

 

Mustafa Balbay'ın yazdıklarını uzun yıllardır okuyan ve okuduklarındaki duruşunu da çok iyi bilen biri olarak,  bin günden bu yana tutuklu kalmasını anlayamıyorum.

Bu nasıl demokrasi?

Bu nasıl basın özgürlüğü?

Bu nasıl bir ülke?