Ortaya karışık bir soru sorabilir miyim?
“Evet” mi dediniz?
Tamam!
Hazır mısınız?
İşte geldi...
-Sizi kim baştan çıkarabilir?
a- ?
b-?
c-?
d-?
v.s….
 
Şimdi? Sıcağı sıcağına; empati yapalım mı?
Beni mi kim başkan çıkarır?
a-Türkü
b-Türkü
c-Türkü
d-Türkü..
Hepsi türkü…
 
Türkülerin adresi de TRT.
Hani bizim elektrik ödentileri içinde araya sokuşturulan pay var ya, işte o TRT’de türkü olarak bize geri döndüğünde, baştan çıkıyorum.
Çıkış o çıkış!
Sabahlar olmasın!
Telaşe yok!
 
Vallahi billahi TRT’nin müzik kanalını açmaktan korkuyorum.
Bir açtığımda, türkü denizinde öyle bir yolculuğa çıkıyorum ki. “Bir ataş ver bana!” diye başlayıp, “Uzun olur gemilerin direği….” diye devam ederken “Ah çatal olur efelerin yüreği”ni dinlemediğinde  kopmamak mümkün mü?

**

Yer? Çanakkale.
Tarih? 4 Nisan 1953 (Ben doğmadan 9 ay önce)
Saat ? 02.15
Olay? Uzun ve yorucu bir seferden dönen Dumlupınar denizaltısı, Nağra Burnu açıklarında İsveç bandıralı Nabuland Şilebi ile çarpıştı.

Sessiz, soğuk ve bulanıktı gece. Başından aldığı şiddetli darbe ile Dumlupınar birkaç saniye içinde sulara gömüldü. Gemideki 81 kişilik mürettebattan sağ kalan 22 kişi, geminin arka bölümündeki torpido dairesine sığındı. Mahsur kalanların su yüzüne fırlattıkları telefon şamandırasıyla gemi ile irtibat sağlandı.

Sağ kalan 22 kişiyi kurtarmak için herkes seferber oldu. Bu arada oksijeni idareli kullanmaları için, gereksiz yere konuşmamaları, şarkı türkü söylememeleri ve sigara içmemeleri konusunda uyarılar yapıldı.

Ancak saatler süren kurtarma çalışmalarının sonunda, umutların tükendiği anda karanlıkta bekleyen 22 kişiye, herşey yine aynı sözcüklerle anlatıldı; konuşabilirler, türkü söyleyebilirler ve hatta sigara bile içebilirler.

Şamandıradaki telefon hattının öbür ucundan, tüm Türkiye, denizaltıda tevekkülle ölüme yapılan hüzünlü ama başı dik türküsünü dinledi.

**

Bu ağıtta da baştan çıkıyor insan.
Hem de nasıl!
 
Milliyetçilik damarlarımızda deli gibi dolanmaya öyle bir başlıyor ki?
Dur!
Şimdi diyecekler ki, “Milliyetçilik!”
Evet!
Atatürk’ün altı ilkesinden biri nedir?
Milliyetçilik!
Sonuna kadar tabi ki milliyetçilik.
Ama…
Evrensel insan kardeşliğinde.
 
Konunun siyasete kaymasına hemen  “dur!” diyerek, TRT’deki türkülerin koynunda baştan çıkmaya devam edelim.
“Ay balam” diye diye başlayıp, Anadolu’nun Tezenesinin zenginliğini asla es geçmeden “Memleketim” demeye devam…
Sonsuzluğa kadar devam!