Altılı masasından uzlaşma çıkmadı.
Çıkmamasının sebebi açık ve net. “Gel beraber kazanacak aday bulalım” denilmedi.
Dördünü bir araya getirsen yüzde dört bile yapmadığı iddia edilen dört parti ve CHP uzlaşma masasında, “Bizim adayımız Kemal Kılıçdaroğlu bir başka ismi tartışmıyoruz bile” dedi.
Bunun üzerine “gel şu iki belediye başkanını aday yapalım veya anket yaptıralım” diyen İYİ Parti’ye de kapı gösterildi.
Şimdi benim bu özet yorumuma kızmadan “acaba ne demek istiyor?” üzerine yarenlik edelim mi?
Niye bu “kızmadan” vurgusunu yaptım?
Sosyal medyada bile Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağını iddia edenlere bile öyle bir tepki ve öfke var ki.
Sanki seçim kazanılmış de ve her şey bitmiş görülüyor yaşanan gelişmeler.
Hayret ve koskocaman hayır!
Hiçbir şey bitmedi.
Asıl film şimdi başlıyor.
*
Deva, Gelecek, Saadet ve Demokrat Partiler, kendi pencerelerinden geleceğe dönük akıllı (!) adım attılar. İYİ Parti’nin oylarını ‘devre dışı’ bırakarak devşirme taktiği ile de hareket ettiler. Diğer yandan bu sinsi oyunun AK Parti’ye yaramayacağını bilmeyecek değiller hani.
İyi Parti’nin yüzde yirmiye yaklaştığı söylenen oylarına talipler çünkü.
Ya da Truva atı aklıma geliyor da.
Hayır demeyin lütfen!
Düşünün düşünün ve düşündükçe Bizans oyunlarını aklınızdan hiç çıkarmayın.
Sonra…
Bu dört parti, milletvekili sıralamasında CHP’den yüzde kaç kontenjan aldılar dersiniz?
Tek milletvekili bile çıkaramayacak bu dört parti, size göre bir taş ile kaç kuş vurmuş oluyorlar şimdi?
Daha önce de, ifade ettiğim gibi asıl kızılca kıyamet milletvekili aday listeleri açıklandığında kopacaktır.
İnanın en çok bağıranlar da CHP’liler olacaktır.
**
Sözü daha fazla ayrıntılara girmeden net biçimde ifade ederek bitirmek istiyorum.
Altılı masa da, Kemal Kılıçdaroğlu tarafından Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş veya bir başka isim gündeme getirilseydi ne olurdu?
Bir kriz çıkar mıydı?
Yoksa, Türkiye’de büyük bir heyecan dalgası mı oluşurdu?
Toplantıdan dışa yansıyan tek gerçek Kemal Bey bunu yapmadı ve uzlaşma masasında “Ben” dedi.
Ben… Ben… Ben!
Türkiye değil, ben ise gerisini vatandaş değerlendirecek.
Şu an için çok ama çok erken.
Daha bu-şu köprülerin altından çok sular akar.
**
SONUÇ:
Dört küçük parti İYİ Parti’yi bitirmek için hareket etmişler ve dolaylı olarak da AK Parti’ye hizmet etmişlerdir.
Kemal Bey, fotoğrafın bütününü ya görmek istemedi ya da göremedi ve bugün ülkenin siyasi bir krizin içine sürüklenmesine neden oldu.
Akşener’de, masadan ayrılma şartlarının yol ve yöntemini aklıyla değil öfkesiyle yönetti. Hele hele adını verdiği belediye başkanıyla görüşmeden “ateşten gömlek” demesi, hataların en büyüğüydü. Ha, bu belediye başkanları bu çağrıyı kabul etseler, bugün çok başka şeyler konuşulurdu.
Bekleyip göreceğiz.
Yine söylüyorum; asıl kırılma milletvekili listeleri açıklandığında yaşanacak.
Unutmayın!
**
“Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
farkına bile varmadan?
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
ayıpsız,
aşikare,
yağmur misali?”
*Nazım Hikmet