Son yıllarda Kdz. Ereğli’de müthiş bir gerçek ortaya çıktı.
Her etkinlikte biraz daha net görülen bu gerçek, demokratik hakları koruma ve seslendirme mücadelesine olan katılımlardaki büyük düşüş.
Yürüyüşlerde kimse yok!
Salon toplantılarında kimse yok!
Geçit törenlerinde kimse yok!
Yani, yok/yoklar!
Herkesin yanıtlaması ve içini doldurması gereken soru şu:
Neden?
Neden bu etkinliklere katılımda başarılı olunmuyor?
Hele ki, kadınlar niye kayboldu?
Nereye gitti kadınlar.
120 bine yaklaşık bir nüfusun yarısı kadın ise 200 kişilik salon dolmaz mı?
Enaz 500 kişi yürüyüşlerde omuz omuza gelmez mi?
Sebep?
*
Eylemlere ve salon toplantılarına baktığımızda hep aynı isimler en önde.
Koşturuyorlar.
Maddi ve manevi özveri gösteriyorlar.
Ama!
Ortada genç/gençlik bile yok!
Niye?
*
ADD’nin kuruluş süreci ve sonrasındaki kongreleri ve etkinlikleri gözlerimin önünden geçirdiğimde, o büyük coşkunun/coşkuların yerini coşkusuzluğun aldığını söylemek gerçekten acı veriyor.
Biliyorum, “seçkinci” bir anlayış ve “ötekileştirme” hastalığı ite ite küçülündü.
O gitsin, bu gelmesin, şunlar bunlar olmasın diye diye özel bir kulüp gibi oldu ADD!
Olmamalıydı.
Ancak sonuç ortada!
*
Artık “kimse darılmasın!” diyerek susmak da bir anlam ifade etmiyor.
Darılan darılsın!
*
Ereğli’de demokratik kitle örgütleri kendilerini sorgulamalıdır.
Bu büyük düşüşün sebebi üzerine kafalarını yormalı ve gereği her ne ise en radikal kararları alarak toplum ile yeniden buluşma ve güce güç katmanın yollarını gerçekleştirmelidir.
Yoksa!
Herhangi bir etkinliği düşünme ve programlama heyecanı da kalmayacak!
Gidiş o gidiş!