Bugün günlerden Salı?

-Salı ne olur?

Sallanır!

-Nerede sallanır?

Türkiye?nin büyük mü büyük milletinin meclisindeki başkanlığının grup toplantılarında.

-Nasıl?

Bugün grup var.

-Ne grubu?

Sallama grubu?

-Ne, nasıl sallama?

Yetmiş milyonluk Türkiye?ye sallama.

-Millete ne sallayacaklar?

Palavra!.. Nutuk!.. Hikaye!.. Boş konuşma!..

-Allah Allah!.. Salı günleri böyle mi olur?

Aynen öyle? Seyretmiyor musun televizyonları. O gruptan bu gruba koşturarak, birbirlerinin gırtlağına sarılan genel başkanların şovlarını yayımlayarak toplumsal travma geçirtiyorlar ya bizlere her salı. Canlı yayını gören genel başkanlar da kendinden geçerek uç noktalardaki ara sokaklara dalıp bağırıyorlar.

-?

 

Türkiye?de haftalık gerilim seansına bağlandık bütün toplum olarak.

O ne dedi, bu ne dedi, şu ne dedi?

Tüm mesele bu!..

Salı günleri haftalık kavga, uzlaşmama, bol bol bağırma, çağırma, stres gibi baş belası konularda arzu ettiğimiz görüşte dolduruyoruz,  grup toplantılarındaki konuşmalarla.

Gergin ve kavgacı kimlikle, genel başkanların ağızlarından çıkan ayarsız sözler ile Türkiye?nin üzerinde malum dalaşların son versiyonunu izliyoruz her hafta.

Yani, kavgadan rant sağlayan televizyonculuk anlayışının taarruzu altında inletilerek gerginleştirilip, canlı bomba gibi en altta birbirimize düşürülüyoruz gruplardaki konuşmalardan.

Erdoğan konuşuyor ve iyi hitabet yeteneğiyle bağırıyor.

Baykal ondan aşağıya hiç kalmayıp hizipçi nüanslarıyla yanıt veriyor.

Bahçeli? de araya girip kavga pastasının göbeğinden pay kapmaya çalışıyor.

Üçü bir yerde Salı günleri.

Her üçü de kavgacı.

Ve gündemi bu üç liderin konuştukları oluşturuyor.

Alkışı da öncelikle, genel başkanların seçtiği ve üzerlerinde hakları olmadığı halde ?milletvekili? sıfatını taşıyanlardan geliyor.

Ne kadar çok alkış o kadar çok liste garantisi çünkü.

 

?Salı günleri sallanır? demiş atalarımız.

Niye demiş?

Bir bildikleri var herhalde.

Adı üstünde Salı.

?Bugün bir işe başlanmaz. Başlanan iş sallanır. Çünkü bugün olumsuzluk olur, çabuk bitmez. Uğursuz gündür. Badana yapılmaz. Çamaşır yıkanmaz. Göç yapılmaz? diye yazıyor sözlükler.

Yani?

Salı uğurlu bir gün değil.

Bu uğursuz (!) günde niye toplanır ki gruplar?

Hem uğursuz ve hem de genellerin geneli başkanların şov günü.

Konuşuyorlar sırayla.

Kameramanlar oradan oraya koşturuyor.

O grup senin, bu grup senin.

Uğursuz günün koşturmacası işte.

 

 

Türkiye salı günlerinin şovlarından kurtulmadığı sürece gerçek gündemi yakalayamayacak.

Çünkü; genel başkanların işi gücü bırakmış ve yandaşlarıyla birlikte salı gününün grup toplantısına hazırlanıyorlar.

Ne derim?

Nasıl agresif bir şey söylerim?

Nerede sesimi yükselteceğim veya güleceğim?

Alay konum hangisi olmalı?

Bizim partilileri nasıl hoşnut ederim?

Tırı-vırı abuk subuk şeyler.

 

Bugün salı!..

Bu salı ne olacak bakalım?

Hangisinin sesi çok çıkacak?

Hangisi diğerleriyle ilgili hangi hakareti yapacak?

İp atan olacak mı?

?Sen bizim mahalleden geçersin? diye rest çeken olabilir mi?

Türkiye bu şovlara kilitlendirildi.

Bekliyoruz...