Öncelikle şimdiye kadar kandillinin geleceği daha iyi olsun diye, çaba sarf eden ve bu konuda yazılar yazan duyarlı vatandaşlara teşekkür ederim. Ben de Kandillide temel eğitimini almış ve yaşamış biri olarak özlediğim Kandilliyi bir nebze anlatmak istedim. Kireçliki anlatırken Kandilliyi de yazacağımı belirtmiştim .Kieçliyi bu kadar önemseyen insanları görmek beni son derece duygulandırmıştır. İşte Türk milletinin en önemli özelliklerinden biri bu değil mi zaten? Mağdurun yanında olmak
Özledim, çok özledim çok
.Eski Kandilliyi anlatmakla bitecek gibi değil .Nasıl başlasam,hangi sıralamaya göre gitsem ? O kadar çok özlenen güzellikler var ki, bir defa yazmakla bitmez.
Ben 1965 leri hatırlıyorum. O zaman Kandilli Zonguldak ile İstanbul arasında adeta köprü vazifesi görüyordu. Zonguldaktan kalkan İstanbul arabaları Kandilliden geçer, Ereğli üzerinden İstanbula giderlerdi. Ama bu yolculukta meşhur ASLAN ÇEŞMESİ den bahsetmesem , haksızlık olur doğrusu. Benzerine az rastlanan bir çeşmeydi. O hala duruyor ama, eski ihtişamı yok sanki. Bu yol üzerinde seyahat eden her araba mutlaka burada durur, lezzetine doyulmayan sudan kana kana içerlerdi. Neden aslan çeşmesi? Çünkü çeşme, kocaman ağızlı ve muhteşem yeleleri olan bir aslanın ağzından aktığı için, bu ismi almıştı. Ellerinizle bu suya dokunamazdın, öyle soğuk akmasına rağmen insanlar içtiğinde, hiç de hasta olmazlardı. Manzarası da çok güzeldi. Yemyeşil ormanın içinde adeta kükrercesine köşesinde aslan oturur, hiç ağzı kapanmaz, daima su akıtırdı. Yolcuları, otobüse bu manzaradan sonra bindirmek artık şoförün marifetine kalırdı .Zonguldaktan kalkan otobüsler yaklaşık iki buçuk saat sonunda ormanlık bir araziden geçerek, dik bir yokuşun ardından düze çıkardı.20-
Ceddin deden ,neslin baban
Hep kahraman Türk milleti.
Orduların pek çok zaman,
Vermiştiler dünyaya şan.
Türk milleti, Türk milleti
Aşk ile sev milleti.
Kahret vatan düşmanını
Çeksin o melun zilleti.
Bizim dönemimizde bayramlar, iki şiir, bir iki konuşma ile bitmezdi. Günün anlam ve önemini belirten etkinlikler yapılırdı.O etkinlikler öylesine duygulu olurdu ki ,diğer bayrama kadar insanlar bu etkinlikleri konuşurlardı.Kandilli halkı bayramlara çok önem verir,bayram günleri evler boşanır,herkes Kandilli başına akın eder ve çocuklarının etkinlikleri ile gurur duyarlardı.Öylesine kalabalık olurdu ki ,alan kafi gelmez,gençler ağaçlara çıkar, bayramı öyle seyrederlerdi.Meydandaki tüm binalar,caddeler,ağaçlar al bayrağımızla süslenir,onun gölgesinde,ve muhteşem alkışlarla kendimizden geçerdik.
Kandilli evleri çok güzeldi ama bayramlarda daha da özen gösterilirdi. Çünkü o gün her şeyin çok güzel olması gerektiğine inanılırdı. Kandilli başından rat mahallesine kadar yani
Annem beni yetiştirdi, bu vatana yolladı.
Al sancağı teslim etti, Allaha ısmarladı.
Boş oturma , çalış dedi hizmet eyle vatana.
Sütüm sana helal olmaz, saldırmazsan düşmana.
Arş ileri, marş ileri, Türk askeri dönmez geri.
19 Mayıs Gençlik ve spor Bayramlarımızı da, okulumuzun yanındaki futbol sahasında yapardık . Sahanın etrafı çok yüksek ağaçlarla kaplıydı, sanki bizi tehlikelerden korurcasına sarmalardı. Orada insan oksijen komasına girerdi.Üfür üfür rüzgar eser,güneş bize hiç rahatsızlık vermezdi, rahat rahat etkinliklerimizi yapardık.Tam bu sahanın biraz alt kısmından teleferikle kömür, E.K.İ Müessesenin olduğu kısma nakledilir,oradan da trenle Ereğliye gönderilirdi.Teleferik bize çok enteresan gelirdi. Teleferiğin geçtiği kısım, .Kandilliye Neyren(Gökçeler beldesi) bölgesinden baktığınızda, bu boşluk tepeden, ağaçların arasından, bir yol gibi fark edilirdi. Gün boyuca teleferiğin biri gelir, diğeri giderdi. Ağaçların kesilmesi yasaktı ,dipleri temizlenirdi.Her türlü ağaca rastlamak mümkündü. Evet, kömür hem tren yoluyla,hem de denizden nakledilirdi.Kara trenimiz kömür taşır,beraberin de de Ereğliye işçi ve yolcu getirir, götürürdü. O bir nostaljiydi .Düdüğünü öttürür, çuf çuf yol boyunca bağırırdı.Yakın köylerdeki insanlar duraklarda bekler,Ereğliye giderlerdi.O tiren bize kara değil de mavi tiren gibi gelirdi, çok sevimliydi.Şimdilerde yerinde yeller esiyor.Rayları bile sökülmüş.
Kandilli de daha neler vardı neler
İstanbul yolcuları Kandilli başına gelince, arabanın camından baktıklarında, şoförden mola vermelerini isterlerdi. Manzara öylesine büyüleyici idi ki, bakmadan geçmek olmazdı. Yolcular arabadan inerler, hemen o güzelim Kandilli evleri dikkatlerini çekerdi. Nasıl çekmesin? Her biri geniş bahçe içinde, tek katlı, bahçeleri sanki gelin gibi süslenmiş çiçeklerle donanımlı, kamelyası olan mis gibi kokan güller arasında duran, rengarenk boyalı, ,bakımlı evler di bunlar. Biraz yürüdüklerinde karşılarına aile çay bahçesi çıkardı.Buradan aşağı Kandilliye ve denizine ,dev gibi ağaçların arasından seyretmenin zevki bir başkaydı. İnsanlar adeta büyülenirlerdi. Hele o müessese müdürünün evinin güzelliği, anlatmakla bitmez. Tam ana cadde de, muhteşem bahçe içinde ,her görenin aklı kalırdı.O dönemde Kandilli de belediye yoktu ama caddelerde bir tane çöp görmek mümkün değildi.Ana caddelerde yol boyunca dikilmiş ağaçlar, kaldırım kenarlarında çeşitli çiçekler vardı. E.K.İ , caddeleri itfaiye arabaları ile yıkarlardı.
Kandilli yazmakla bitmez devamı gelecek..