31 Mayıs dünya tütünsüz günleri olarak kutlanmaktadır, ve bundan ben çok memnunum. Çünkü belki bu günlerde sigara içen insanlar, sigarayı bırakarak, yaşamlarında tütünsüz yeni beyaz bir sayfa açarlar diye düşünüyorum.
250 milyon kadın sigara içiyor, bu kadınların çocukları anneyi örnek alacaktır, böylece sayı ikiye katlanmaktadır. Bu korkunç bir rakam. Her yıl sigara içenlerin 2.500.000 kişisi de ölmektedir. Ölümlerin başında akciğer kanseri ve kalp krizi gelmektedir. Bu artık toplumsal bir sorun hale gelmiştir.
Sigara, kadınlar için iki kere zararlıdır. Doğacak olan çocuğun erken doğumuna, sakatlanmasına, düşük kilolu olmasına, hatta çocuğunu ileride sigara içme ihtimallerinin yüksek olmasına da sebep olacaktır. Sigara içen kadınlarda, rahim ağzı kanseri, osteoproz, ciltte yaşlanma, diğer tüm kanser türlerinin de görülmesine sebep olduğu araştırmalar göstermiştir .
Hayat nefesle almakla başlıyor, anne , karnındaki çocuğa içtiği sigara ile nikotinli bir nefes vererek onu daha karnında iken bağımlı hale getirmektedir. Bence bu kişi anneliği hak etmiyor. Anne olmak fedakarlık, özveri ister, çocuğunu kendinden, her şeyden çok sevmek ister. Bir anne olarak doğan çocuğunda olabilecek herhangi bir sakatlık, eksiklik, ömür boyu ona vicdan azabı yaşatacaktır.
Sigara genellikle 11-12 yaş dönemlerinde bir özenti ile başlamaktadır. Aile de sigara içiliyor ise, bu daha da küçük yaşlarda görülebiliyor. Çocuklar için aile, öğretmeler örnek kişilerdir. Onlar için ailesi ve öğretmenleri zararlı ve kötü alışkanlıkları olmayan bireylerdir. Onlar sigara içiyorlarsa demek ki zararlı değildir düşüncesi, çocukta gelişir ve sigarayı denemeye başlar.
Meslek hayatımda öğrencilerimde işlenen disiplin suçu olarak, çoğunluğu sigara idi. Öğretmenlerimle, idareci arkadaşlarımla , öğrencilere ait sigara paketlerini bulabilmek için adeta proje geliştirirdik. Sürekli arama yapar, derslerimizde konunun önemini vurgulardık. Bizler sağlık elemanı yetiştiriyorduk, sağlığa hizmet verecek olan kişilerin ilkönce kendileri sağlıklı olmalı, bu imajlarını, bilgilerini de hastalara ve halka yansıtmalılar. Ama ne yazık ki bazı velilerden çok tepki de alırdık. Bütün bu çabalara rağmen, hastane bahçelerinde sağlık çalışanlarının, herkesin gözü önünde sigara içmeleri beni son derece üzmektedir. Öğretmenlerin derse sigara ile girmesine benziyor. Bu çok fazla.
Sigara içen kişi sadece kendine değil, ailesine, bulunduğu ortamdakilere zarar vererek onları pasif içici durumuna sokmaktadırlar. Buna kimsenin hakkı yoktur. Son zamanlarda Sağlık Bakanlığının sigara ile ilgili, eğitici, caydırıcı projelerinin olması sevindiricidir. Bu uygulamaların pozitif sonuçlarını da gözle görmekteyim.
Toplum olarak daha sağlıklı bir yaşam için, hep beraber mücadele etmeliyiz. İlkönce ailemizden başlamalı, bizler çocuklarımıza iyi bir örnek olmalıyız. Çocuklarımızın arkadaş ortamını iyi gözlemlemeliyiz . Sigara reklamlarını kınamalıyız. Hele ki bu reklamlarda obje olarak kadını kullanmalarına ciddi bir şekilde tepkimiz olmalıdır. Tütünsüz günlerde buluşmak üzere.