Evet, evet “olamaz!” diyebileceğimiz bir olaydır işte bu da!

Akıl tutulması desek az gelir.

Ya da, “pes!” deyip geçsek!

Geçilmez!

Geçilemez!

*

Konu OYAK!

OYAK’ı yönetenler son dönemde olumsuz tepkilerin muhatabı olarak sık sık gündeme gelirken, gündem Ereğli/OYAK ilişkilerindeki soğukluğa kilitlendi.

Elbette biliyoruz ki, Erdemir kurulduğundan bu yana, Ereğli ile Erdemir hep mesafe vardı. Ancak, özel bir şirket olan Erdemir’in çoğunluk hissesinin kamunun elinde olduğu yıllarda bu ara açıklığı bir şekilde kapatılırdı. “Ortak akıl” da buluşma becerisini gösteren Ereğli ve Erdemir’i yönetenler, sağduyulu iletişimlerde bulunup Erdemir’in ilçeye olan sorumluluklarını da sosyal paydaşlığını sürekli yerine getirmesiyle huzuru sağlamışlardır.

Ta ki, kamu hisseleri Ordu Yardımlaşma Kurumu’na geçinceye kadar.

Daha devir işlemlerine başlanmıştı ki, gelen ilk haber Erdemir’in Kız Yetiştirme Yurdu’na verdiği yemeğin kesildiği /kesileceği oldu.

Sonrası öyle gelişmeler yaşandı ki “ayıp ya!” yorumu bile hafif kaldı.

Erdemir’in başına geçenlerin bakış açısı “Biz Ordu’yuz” diyerek farklılıklarına işaret edince, Ereğli’den kopuş başladı. Her kopuşu da alınmış bir mesafe olarak gören anlayış şehir ile Erdemir ilişkilerinin tadını da tuzunu da kaçırdı.

Olayları tek tek saymaya gerek var mı?

Saymak, polemiğe benzin dökmektir.

Uzlaşmaya takoz koymaktır.

*

Şimdi soruyorum OYAK’ı yönetenlere:

Neden arkadaş neden Ereğli’den kopuyor ve toplumu karşınıza alıyorsunuz?

Neden sosyal sorumluluklarınızı yerine getirme konusunda geçmişten gelen gelenekleri askıya alıyorsunuz?

Neden sizin toplum mühendislerin olaylara ve gelişmelere Ereğli halkını dinleyerek bakıp da rapor vermiyor?

Belediye Başkanını sevmeyebilirsiniz. Kaymakamı, sivil toplum örgütlerini ve hatta basını da sevmeyebilirsiniz ama ilçe halkını da mı sevmiyorsunuz?

Önce insan ve insanın yaşam hakkı!

Siz ki o kadar büyük büyük üniversiteleri bitirerek yıldızlı diplomalarla görevlere getirilirken, sizlere “halkın beklenti ve çıkarlarını düşünmeyin, vahşi kapitalizmin insanı yok sayan kâr elde etmekten başka hiç bir ilkeniz olmasın” mı dendi?

Ya Allah’ınızı severseniz, yerel yönetime havagazı ve elektrik tüketim verginizi ödemeyerek, başınız göğe mi erecek? Bu ödentiyi vergiden düşebileceğinizi herkes biliyor.

Şimdi de su. Belgeleri elimde yazılarınızı okurken, bu yazıları üsttekilerin imzalayacağına inanmıyor/inanamıyorum. İnsanı insan yapan değerlerin en başında ve asla vazgeçilemez “ Yaşam hakkı” diye bir kavram var. Nasıl olur da, bu anayasal hakkın bile silip atılmasını düşünebilirsiniz? Yani, Ereğli’nin suyunu “Ben baraj yaptım” diye el koymaya kalkmak da ne oluyor? Mümkün mü? Olabilirliği var mı hiç? Böyle bir girişimin bile toplumsal sıkıntılar doğurabileceği kimsenin aklına gelmiyor mu?

Yapmayın! Olacak şey değil!

*

Bu durum YILAN HİKAYESİNE DÖNMEDEN çözülür. OYAK’ın başında bulunan Sayın Yöneticiler, Sayın belediye başkanı ile muhatap olmak istemiyorlar ise de çözülür. Yüzlerini Ereğli’ye dönerek baksınlar yeter! Ereğli’ye ilçe dışından kör gözlükle bakarak çözüm aranıp bulunmaz. Ereğli’ye Ereğli’den saydam gözlükle bakılır ise kalıcı ve köklü çözüm bulunabilir/bulunmalıdır.

Ereğli’de, belediye ile OYAK konusu hızla çözümlenerek rafa kaldırılmalı ve bir daha da o raftan asla indirilmemelidir.

Masumane istek ve beklenti budur!