Her martlarda da sızlar içim
Yanar cayır cayır bir taraflarım
Durur
Yutkunmaya çalıştıkça
Akar da akar isyanlarım
Kızgın güneş gibi
Durmadan
Durmuş dedemi
Madenin yok ettiği ciğerlerine teslim oluşuyla
9 yaşımda iken hatırlarım
Muhammet Dayımı ise hiç unutmam
Göçükte kaldığı haberini ilk aldığımda
Kurtulmak için saatler boyu verdiği yaşam savaşını
Nasıl kaybettiğini duyduğumu hiç unutmam
Zaman gelir anılarımla baş başa kaldığımda
Yanar içim için için
Babam Mustafa’nın bir gece ocaktan geç geldiğinde
O merdiven altındaki tahta kerevete kendini atıp
Arkadaşlarını sağ kurtaramamanın çaresizliğine
Nasıl yanıp ağıtlar yaktığını
Ve ilk ve tek
Hıçkıra hıçkıra döktüğü gözlerinin yaşlarından tanırım
Madenciler kömürün çocukları
Bugün yine acı
Yine hüzün
Ölüm ocaklarında dökülen alın teri
Verilen emek mücadelesi
Sizin onurunuz
Tamam da
Giden gelmiyor ki
Gelmiyor
On değil, yüz değil
Binlerce
Zonguldak madenci mezarlığı
Hatta ülkemin her yeri
Her toprağı
Madencilerin mezarları ile dopdolu
İşte bugün yine 7 Mart
7 Mart Kandilli.
Eski adı Ereğli Kömürleri İşletmesi olan
Türkiye Taşkömürü Kurumu
Armutçuk Müessesesi’nin
Kandilli işletmesinde tam tamına 34 yıl önce
Bir akşam üstü
Saat de 18.00 sıraları
Vardiya iki de
Patlayıverdi metan ile oksijenin birleşmesinin grizusu
Yaktı
Öyle yaktı ki
Canlar düştü kömüre
Ülkem ayağa kalktı
Yakınlarından haber alabilmek için
Ocaklara siviller bile indi yeni kuyudan
Kimisi de boşaltma bant başından daldı galerilere
Makus kader noktayı koydu
103 madenci verdi canını Kandilli’de
İnşaat servisi bile alarma geçti
Sebebi de belli ya
Tabut üretecek yerüstü işçileri
Tabutlar
Tabutlar
Tabutlar dolduruldu kömürün çocuklarıyla
Ve bindirildiler kamyonlara
Mezar tahtalarıyla gönderildiler
Sonsuzluğun koynuna