Bizim haber merkezinin bulunduğu iş hanının üst katlarında arızalanan su tesisatı öyle bir işler açtı ki.
Büroda dolan su alt kata yani tepemizden aşağıya büroyu kapladı ve vıcık vıcık su altında kalıverdik.
Arıza böyle bir şey.
Islak alanda hemen onarım da başlayamadığı için kurumasını bekledik.
Yaz ayı değil ki!
Bastır bastır paraları doğalgaza.
Kombinin ayarını gece gündüz düşürmeden günleri geride bıraktık.
Bu arada sigorta işlemleri de tamamlandı.
Ha bu arada tüm okurlara özellikle öneririm ki, evinizi işyerinizi mutlaka sigortalatın.
Faydasını başınıza bir iş geldiğinde anlarsınız.
Neyse…
Nihayetinde onarım için harekete geçme zamanı geldiğinde önce asma tavan ile işe başlandı.
Sonra boya.
Sonra taban.
Elektrik sistemi sırada.
Eee güç kaynağı ve kamera sistemi derken, haber merkezi sanki sıfırdan yapılıyor.
Peki bu arada bizim işler nasıl gidiyor?
Emekçi arkadaşlarımızın ortasında bilgisayar sisteminin üzerleri kimi zaman açılıp kapanarak, okurlarımızı habersiz bırakmama heyecanımızı diri tutuyoruz.
Ama, tozdan kurtulmak mümkün değil.
Bir yanda elde bez, diğer yanda kafada kep tuşlar ile dans ediyoruz.
Çalışmak güzel.
Büyük bir keyif.
Bir da onca karışıklık içinde “atlatma haber” yapabiliyorsan, o bulunduğun çalışma ortamının zorluğunu bile unutuyorsun.
Bastır bastır tuşlara.
Harfler sözcüklere, sözcükler cümlelere dönüşüversin sıra sıra.
**
Bu arada gündeme göz attığımda, ülke gündeminde şimdi de Almanya ile kapışma var!
Allah Allah!
Almanya ülkemizin en çok ihracat yaptığı ülke.
Milyonlarca vatandaşımız orada.
Ki, Almanya’da Türkiye’den getirilen mallarla ekonominin içinde varlığını sürdüren onca Türk işadamımı da var.
Sektör Türkiye ile Almanya arasındaki iyi ilişkilere bağımlı.
Allah korusun bir de Almanya krizi yaşarsak, yandık!
Rusya’ya horozlanmanın bedelini biz ödedik.
Almanya ile başlayan krizin Hollanda ile de ilişkilerin limonlaşmaya başladığı haberleri geliyor.
Eyvah !
Ne demiş atalarımız?
“Keskin sirke küpüne zarardır.”
Zarar zarar zarar, ama nereye kadar ?