Kamuoyunun “Adayın kim?” beklentisini “Yıpranmaması” için açıklanmadığını söyleyen muhalefet nihayet adayını resmen açıkladı.

Aday; Kemal Kılıçdaroğlu.

Hayırlı olsun.

Çok ama çok zor olan bu aday açıklama doğumuna son şekli veren elbette kamuoyudur.

Yani millet!

Millet ne derse odur!

Bu kez de öyle oldu.

**

Milletin “Cumhurbaşkanı adayı Mansur Yavaş olsun” isteğini kamuoyu araştırması yapan şirketler söyledi.

Bu araştırmalara göre, Yavaş en önde koşuyordu 14 Mart sonrasına.

Ardında da Ekrem İmamoğlu.

Ancak muhalefet altılı masanın beşi “Kemal Bey” deyince kriz çıktı.

Kriz derinleşti.

Ve böylelikle başladı saldırılar.

Öyle böyle değil hani.

Saldıranlar da, muhalefet kesiminin yandaşları.

Televizyonda infaz yaptılar,

Sosyal medyada doğradılar,

Açıklamalarda vurdular.

Müthiş!

Bir gün önce ortak ve ikinci gün ise düşman.

Bizim sıkıntımız zaten bu ya!

Siyasetin keskinleştirdiği üslup vatandaşa da yansıyor.

Kalemşörlük de sınır tanımayınca, aile terbiyesi kavramının içi boşaltılıyor.

Vur ha vur!

**

Son andaki çalım ile nefes aldı muhalefetin büyük bir kesimi.

Fanatizm cephesi ise aynı.

Neler neler yazılıyor!

Saygı desen ise yerlerde sürünmekten yıprandıkça “öldüm ben, imdat!” diyor.

Anlayan kim!

Şimdi iki belediye başkanının Cumhurbaşkanı yardımcısı olması fikrinde buluşan altılı masa çok iyi bir vitrin yakaladı.

Bu vitrinin halkta karşılık bulması mümkün.

Mümkün olmayan ise seçim döneminde neler yaşanacağının bilinmemesi.

İlk izlenim ise İmamoğlu ile Yavaş’ın sağladığı büyük bir sinerjidir.

Bakalım ne olacak?

Zorlamaya rağmen, ortaya un, su ve şeker konulmuştur.

Bakalım usta ve ustalar neler yapacak.

Umarım irmik helvası yapmazlar.

**

Eğer ki, bu seçim kaybedilirse inanın tek muhatap adresi vardır.

O da, altılı masa kurulduğundan bu yana “aday Kemal Kılıçdaroğlu” dayatmasını sürdürenlerdir.

Ha, o saatten sonra fatura kessen ne olur, kesmesen ne olur.

Ne şehittir ne gazi arada gitti bizim Niyazi/ler’ olacak olanlar da İmamoğlu ile Yavaş’tır.

Gerçek budur.

Asıl gerçeği de, millet 14 Mayıs’ta söyleyecektir.

O günü akşam 21.00’de de “yar saçların lüle lüle” diyecektir.

Lüle lüle belli.

“Güle güle” kim/kimlere denilecek bakalım?